Bir zamanlar, uzak bir köyde, birbirini delicesine seven iki genç vardı: Elif ve Murat. İkisi de aynı köyde büyümüş, çocukluklarından itibaren birbirlerini tanımışlardı. Elif, zarif, duygusal ve hayalperest bir kızdı, Murat ise cesur, çalışkan ve sevdiği insanlara karşı derin bir sadakat besleyen bir delikanlıydı. Köy halkı, onların arasındaki sevgiyi hep dile getirirdi. Herkes onların birlikte olduğu zamanın ne kadar özel olduğunu ve birbirlerine olan bağlılıklarının ne kadar derin olduğunu hissederdi.
Ancak, hayat bazen herkesin planladığı gibi gitmezdi. Elif’in ailesi, bir gün İstanbul’dan gelen zengin bir aileye, Elif’in eğitimini tamamlaması için büyük şehirdeki bir okula göndermeyi teklif etti. Elif, bu fırsatla hem ailesine minnettardı hem de şehirde eğitim alarak daha fazla şey öğrenmek, kendini geliştirmek istiyordu. Ancak bu karar, Elif ile Murat’ı birbirlerinden ayırmak anlamına geliyordu.
Murat, Elif’in gitmesine karşı çıkmak istedi. Çünkü onu çok seviyordu ve birbirlerinden uzak kalmanın acısını düşünmek bile ona zor geliyordu. Fakat, Elif’in ailesi bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini söylüyor, Elif de çok kararsızdı. Nihayetinde, Elif İstanbul’a gitmeye karar verdi, Murat ise elinde tek bir hatıra bırakarak, “Bir gün dönersin, ve seni bekliyor olacağım.” dedi.
İlk başta, aralarındaki mesafe sadece fizikseldi. Elif, İstanbul’da çok yoğun bir şekilde eğitim alırken, Murat da köyde kaldı. Ancak zaman geçtikçe, her ikisi de birbirlerini özlerken, hayatlarının diğer yönleri de değişiyordu. Elif, büyük şehirdeki hayata alışmaya çalıştı, yeni arkadaşlar edindi, birçok yeni deneyim kazandı. Murat ise köyde çalışmaya devam etti, ama kalbi her zaman Elif’ti.
Günler, aylar geçtikçe, Elif ve Murat’ın arasındaki mesafe sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da büyüdü. Elif, İstanbul’daki hayatın hızlı temposu içinde Murat’ı unutmamaya çalıştı, ama bazen gözleri yeni hayallere dalarken, Murat’ın yüzü silikleşiyordu. Murat ise her geçen gün, Elif’in uzaklaşan hatırasıyla baş başa kalmıştı. Birbirlerini özlüyorlardı, fakat her ikisi de duygularını yaşamakta zorlanıyordu.
Bir gün, Elif bir mektup yazmaya karar verdi. Mektubunda şöyle yazıyordu:
“Sevgilim Murat,
Beni terk ettiğini düşündüğün için üzülmeni istemem. Burada olmak zor, ama seni her geçen gün daha çok düşünüyorum. Seninle geçirdiğim her anı hatırlıyorum. Her şey değişti burada, ama seni unutmak, bir hayale ulaşmak gibi. Eğer bir gün İstanbul’a dönüp seni görmek istersen, seni bekliyor olacağım. Ama bilin ki, kalbim hala seninle.
Seviyorum seni,
Elif”
Murat bu mektubu okuduğunda, gözlerinden yaşlar süzüldü. Elif’in hala onu sevdiğini bilmek, ona umut verdi. Ama aynı zamanda, Elif’in artık başka bir dünyada olduğunu, onu geri almanın ne kadar zor olduğunu fark etti. Zamanla Murat, Elif’in geri dönmesini beklemek yerine, kendi hayatını kurmaya karar verdi. Ama kalbinin derinliklerinde, bir gün Elif’in dönmesini umuyordu.
Yıllar geçti. Elif İstanbul’da başarılı bir şekilde eğitimini tamamladı, iş hayatına atıldı, fakat bir türlü köyüne geri dönmeye cesaret edemedi. Murat ise köyde kalmaya devam etti, fakat zamanla yaşlanmaya başlamıştı. Bir gün, Elif’in İstanbul’dan köyüne geri dönmeye karar verdiğini duydu. Fakat, geri döndüğünde, köyde bulduğu tek şey, Murat’ın mezarıydı.
Murat, Elif’i bekleyerek, her geçen gün bir adım daha atmış, ama yaşlandıkça sevdiği kadına duyduğu özlemle daha da büyümüştü. Elif geri döndüğünde, Murat çoktan arkasında bir boşluk bırakmıştı. Elif, köyde onu bekleyen tek şeyin, eski hatıralar ve sevda şarkılarından geriye kalan izler olduğunu fark etti.
O gün, Elif köydeki mezarlığa gitti ve Murat’ın mezarının başında bir dua etti. Ardından, cebinden eski bir fotoğraf çıkardı. Fotoğrafta, Murat’la birlikte gülümseyerek çekildikleri bir fotoğraf vardı. Elif, gözlerinden süzülen yaşlarla, “Sonsuza kadar seninle olacağım, Murat,” dedi.
Ve o günden sonra, Elif hayatına devam etti. Ama ne zaman sıkıntı yaşasa, ne zaman zor bir karar verse, gözlerinde hep o eski fotoğrafı görüp, Murat’ın onu beklediği zamanı hayal etti.
Birbirlerinden uzak kalan iki aşık, son bir kez birbirlerine dokunamamış olsalar da, sevda, onların arasında her zaman var olmaya devam etti.