Bir gün Temel ve Dursun, okulda öğretmenlerinin en sevdiği öğrenciler olmak için birbirleriyle yarışıyorlarmış. Her ikisi de öğretmenleri tarafından ödüllendirilmek istiyormuş, fakat öğretmenleri, her ikisini de eşit derecede seviyor ve onları çok iyi tanıyormuş.
Bir gün öğretmen, sınıfta yeni bir konuya geçileceğini duyurmuş. Öğretmen:
– Bugün, herkesin çok dikkatli dinlemesi gereken önemli bir dersimiz olacak. Bu ders çok zor olacak ama, sonunda hepiniz çok şey öğreneceksiniz, demiş.
Temel hemen elini kaldırıp:
– Öğretmenim, ben derse başlamadan önce şunu sormak istiyorum. Bu dersin sınavı var mı? demiş.
Öğretmen şaşkın bir şekilde:
– Hayır Temel, bu dersin sınavı yok. Ama dersin sonunda öğrendiklerinizi bir şekilde değerlendireceğiz, demiş.
Temel biraz rahatlamış, çünkü sınav korkusuyla gelen soruları düşünmekten biraz endişeliydi. Dursun ise öğretmenin söylediklerini dikkatlice dinlemiş.
Öğretmen derse başlamış. Herkes dikkatlice dinlerken, Temel ve Dursun arasındaki rekabet giderek artmış. Temel her soruya hızlıca cevap veriyor, Dursun ise biraz daha sakin ama doğru cevaplar veriyormuş. Öğretmen, sonunda bir soruyu sormuş:
– Çocuklar, şöyle diyelim. Eğer bir tavuk, günde üç yumurta yapıyorsa ve bu tavuk bir hafta boyunca her gün yumurtlarsa, o tavuk toplamda kaç yumurta yapar?
Temel hemen elini kaldırmış ve:
– Öğretmenim, cevap 21! Çünkü 3 yumurta, 7 günle çarpılınca 21 eder! demiş.
Dursun biraz daha düşündükten sonra, sakin bir şekilde:
– Öğretmenim, aslında bu sorunun cevabı biraz daha derin. Çünkü, eğer tavuk günde 3 yumurta yapıyorsa, bu durum sadece tavukların fiziksel kapasitesine değil, aynı zamanda çevresel faktörlere, tavuğun sağlığına ve yaşına da bağlı olabilir. Yani bu soruya kesin bir cevap vermek biraz daha karmaşık olabilir, demiş.
Temel, Dursun’un cevabına şaşkın bir şekilde bakmış ve:
– Dursun, sen ne kadar da saçmalıyorsun! Sadece 3’ü 7 ile çarpmak gerekiyor, bu kadar basit! demiş.
Öğretmen gülümseyerek:
– Evet Temel, cevabın doğru ama Dursun’un söylediği gibi bu tür sorular bazen daha derin düşünmeyi gerektirebilir. Temel, doğru ve hızlı bir çözüm buldun ama Dursun da bu soruyu başka bir açıdan değerlendirmeye çalıştı. İkinizin de bakış açıları çok değerli!
Temel, hala biraz kafa karışıklığıyla:
– Ama öğretmenim, 3’ü 7 ile çarpmak ne kadar derin olabilir ki? demiş.
Öğretmen gülerek:
– İşte, bazen hayatta işler bu kadar basit olmayabilir Temel. Bazı sorular hızlıca çözülür, ama bazı sorular hayatın karmaşıklığını, bazen de detaylarını göz önünde bulundurmayı gerektirir. Her ikinizin de bakış açıları önemli.
Temel ve Dursun biraz düşündükten sonra birbirlerine bakıp gülmüşler. Temel sonunda:
– Öğretmenim, ben ne düşündüm biliyor musunuz? Her soruya hızlıca cevap vermek yerine, biraz da Dursun gibi derin düşünmeye çalışacağım. Ama yine de soruyu cevaplamayı unutmam! demiş.
Öğretmen, gülümseyerek:
– Harika, Temel! Her ikiniz de önemli bir ders aldınız. Unutmayın, bazen basit sorular bile hayatın derinliklerine götürebilir.
Ve o gün, Temel ile Dursun, öğretmenlerinden önemli bir ders almış, sadece soruları doğru cevaplamanın değil, aynı zamanda farklı bakış açılarına saygı duymanın da önemli olduğunu öğrenmişler.
