Bir gün Temel ile Dursun ormanda yürüyüş yapıyormuş. Gezerken birden karşılarına büyük bir ayı çıkmış. Ayı onları fark edince, kükreyerek üzerlerine doğru koşmaya başlamış. Temel korkudan ne yapacağını şaşırmış, Dursun ise gayet sakin bir şekilde ayakkabılarını çıkarmaya başlamış.
Temel, Dursun’un bu soğukkanlı haline şaşkın bir şekilde:
– Dursun, ne yapıyorsun? Bu ayı bizi yutar! Hadi koş, kaçalım! demiş.
Dursun, ayakkabılarını çıkarıp gayet sakin bir şekilde:
– Temel, ayakkabıları giysem ne olacak? Ayı daha hızlı koşuyor! demiş.
Temel daha da şaşkın bir şekilde:
– Peki, o zaman ne yapacaksın? Ayı seni yakalarsa ne olacak? demiş.
Dursun, gülümserek:
– Temel, ben ayıdan daha hızlı koşabilirim, senin gibi değil. Eğer o kadar hızlı koşarsam, ayı beni yakalayamaz. Önemli olan seni geride bırakmamak, demiş.
Temel, kafasını sallayarak:
– Dursun, senin aklını mı kaybettin? Ayı seni yakalayacak! demiş.
Dursun gayet rahat bir şekilde:
– Temel, ben sadece seni geçmem gerektiğini söylüyorum. Hızlı koşmama gerek yok, sen yeter ki benden önce koş, demiş.
Temel, bu sefer biraz korkarak:
– Dursun, bir daha gülme! Bu ciddi bir durum! demiş.
Dursun, gülerek:
– Temel, sen bu kadar korkuyorsan, ayıdan kaçmak için sadece benden hızlı koşman gerek. Gerisini düşünme, demiş.
Sonunda ayı biraz daha yaklaşıp, Temel ve Dursun’u kovalarken, Temel kendisini Dursun’dan daha hızlı koşmaya zorlamış. Ama tabii ki ayı, Temel’i yakalayamamış, çünkü o kadar hızlı koşmaya çalışırken Dursun’u geride bırakıp birden tökezlemiş.
Ayı bir an için Temel’i geçmeye çalışırken, Dursun koşarak ayıyı geçip gitmiş. Ayı, Temel’i bırakıp Dursun’un peşinden gitmiş.
Temel, koşmayı bırakıp şaşkın bir şekilde:
– Dursun, dediklerim doğru çıktı! Ben seni geçemedim, ama sen gerçekten hızlıymışsın! demiş.
Dursun gülerek:
– Ben sana demiştim Temel! Senin kadar hızlı koşmasam da, seni geçebilirim, önemli olan buna inanmak.