Sindirella Masalı

Bir zamanlar, uzak bir diyarda, vadilerle çevrili yeşil bir krallık vardı. Bu krallığın en güzel köylerinden birinde Sindirella adında genç bir kız yaşardı. Sindirella, her zaman güleryüzlü, sevgi dolu ve neşeliydi. Fakat o, dünyada en çok hayalini kurduğu bir şey vardı: Zamanı görmek.

Sindirella’nın babası, ünlü bir saat ustasıydı. Sindirella, babasının atölyesinde büyümüş, her türlü saatin mekanizmasını öğrenmişti. Zaman, onun için bir sırdan öte, bir dans gibiydi; her dişli, her pinyon, her çark, tıpkı hayatın her anı gibi birbiriyle uyum içinde çalışıyordu. Ancak Sindirella, hiçbir zaman zamanı gerçekten görememişti. Babası ona her zaman, “Zamanı görmek, sadece doğru kalbe sahip olanların sahip olabileceği bir yetenektir,” derdi.

Günler geçtikçe, Sindirella’nın içindeki bu arzu büyüdü. Bir gün, krallığın en büyük festivali duyuruldu: Zaman Festivali. Bu festivalde, tüm krallık halkı, zamanın sırrını keşfedecek büyük bir ödül kazanacaktı. Sindirella, hayalini gerçekleştirebilmek için bu festivale katılmak istiyordu. Ancak, üvey annesi ve kız kardeşleri, Sindirella’yı ev işlerinde çalıştırmakla meşguldü. Ona hiçbir şekilde festivale katılma şansı tanımadılar. Üvey annesi, “Senin gitmeni istemiyorum. Evde yapılması gereken işler var,” diyerek Sindirella’yı engelledi.

Sindirella, bir yandan üzgündü ama diğer yandan içindeki umut hiç sönmemişti. O gece, gökyüzünde parlayan bir yıldız ona bir şey fısıldadı: “Senin zamanın geldi. Hadi, adımlarını izle.” Sindirella, şaşkın ama cesaret dolu bir şekilde, o parlayan yıldızı izleyerek yola koyuldu.

Sindirella, gecenin sessizliğinde, ormanın derinliklerine doğru yürüdü. Bir süre sonra, eski bir taş köprüye geldi. Burada, kocaman bir saat kulesi duruyordu. Saatin etrafında, zamanın geçişini izleyen yaşlı bir adam vardı. O, zamanın sırrını bilen tek kişiydi.

Adam, “Hoş geldin, Sindirella,” dedi. “Ben Zaman Ustasıyım. Zamanı görmek isteyen her kalp, buraya gelir. Ama unutmamalısın ki, zaman sadece görmekle değil, anlamakla da ilgilidir. Bunu başarabilecek misin?”

Sindirella, heyecanla başını sallayarak, “Evet, anlamak istiyorum. Zamanın sırrını öğrenmeliyim!” dedi.

Zaman Ustası, ona büyük bir saat verdi. “Bu saatin içindeki gizli dişliler zamanın nasıl işlediğini gösterecek. Ancak, doğru zamanda doğru kararı vermezsen, her şey kaybolur.”

Sindirella, saati eline alarak geri dönmek üzere yola koyuldu. Ancak dönüş yolunda, ormanın derinliklerinde bir engelle karşılaştı: Zamanın Kırılma Noktası. Zaman bu noktada kırılıyordu ve eğer doğru karar verilmezse, her şey karanlığa gömülürdü. Sindirella, saatin mekanizmalarını inceledi, içindeki dişlilerin dönmeye başladığını fark etti. Ancak saatin doğru çalışabilmesi için zamanın doğru kesitinde hareket etmesi gerektiğini bildi.

O anda, bir seçim yapması gerektiğini fark etti. Zamanı yavaşlatabilir ya da hızlandırabilirdi. Ama her iki seçim de başka sonuçlar doğuracaktı. Sindirella, içindeki huzura kulak verdi ve saatin zamanını yavaşlatmaya karar verdi. Zaman, yavaşça aksiyon alarak dönüşümünü başlattı.

Saatin dişlileri doğru bir şekilde çalışmaya başladığında, tüm orman ışıkla doldu. Zamanın Kırılma Noktası geçildi ve Sindirella, zamanı tam olarak görmeyi başardı. Saat, geçmişi, şimdiyi ve geleceği birleştirerek onun gözlerinde parladı. Sindirella, zamanın sadece bir çizgi değil, aynı zamanda bir dans olduğunu anladı. Zamanın her anı, farklı bir adım, farklı bir yön alıyordu.

Ertesi gün, Zaman Festivali başladı. Sindirella, gözleri parlayarak festivale katıldı. Saatin sırrını öğrenmişti ve tüm krallık halkı, onun içindeki bu yeni farkındalığı gördü. Prens, Sindirella’yı tanıdığında, sadece güzelliğinden değil, zamanın sırrını anlamış olmasından etkilenmişti. Onunla birlikte, Zamanın Rüyasını dans etmek istiyordu.

Ve işte o an geldiğinde, Sindirella’nın içindeki zamanla dans, prense de ilham verdi. Zaman, artık sadece bir kavram değil, her iki kalbin uyum içinde hareket ettiği bir gerçeklikti.

Sindirella ve prens, zamanın içindeki sonsuz bir dansa başladılar. Her adımda, geçmişi, şimdiyi ve geleceği birlikte yaşadılar. Zamanı görmek, sadece onların kalplerinin ritmini bulabilmeleriydi.

Sindirella, hayalini gerçekleştirmişti: Zamanı görmüş, onunla barışmış ve ona kendi yolunu dansa katmıştı. Artık zaman, bir yük değil, bir yolculuktu. Ve o yolculuk, her anıyla mükemmeldi.


Bu özgün Sindirella masalı, zamanın ve kalbin uyumlu bir şekilde işlediği bir dünyada, seçimlerin gücünü ve içsel farkındalığın önemini vurgular. Sindirella’nın zamanın sırrını keşfetmesi, onu sadece bir prense değil, aynı zamanda kendi içsel gücüne de yönlendirir.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top