Bir zamanlar, uzak bir köyde, fakir bir kadın ve oğlu Jack yaşıyormuş. Jack ve annesi, yoksul ama birbirlerine sevgi dolu bir şekilde yaşamışlar. Fakat geçimlerini sağlamak oldukça zormuş. Evlerinde bir inekleri vardı, fakat inek de çok yaşlanmıştı ve süt vermeyi bırakmıştı. Jack’in annesi, “Bize her şeyin en iyisini sunmak istiyorum, Jack,” diyerek, “Ama artık bu inekle geçinemeyiz. Belki onu satarsak biraz para kazanabiliriz.”
Jack, annesinin söylediklerini duydu ve yavaşça inekle birlikte yola koyulmaya karar verdi. “Ben pazara gidip ineği satacağım, annem,” dedi. Annesi, oğlunun bu kararıyla biraz üzülse de, başka çaresi olmadığını biliyordu.
Jack, ineği pazara götürmek üzere yola çıktığında, yolun ortasında bir adamla karşılaştı. Adam, Jack’in elindeki ineği görünce gülümsedi ve ona yaklaştı.
“Merhaba, genç arkadaşım! O ineği satmaya mı gidiyorsun?” diye sordu adam.
Jack, “Evet, ben de onu satıp biraz para kazanmayı umuyorum,” dedi.
Adam, “Ona ihtiyacın yok, ama ben sana bunun yerine sihirli fasulye verebilirim. Bu fasulye, büyülü bir şekilde çok büyük bir ağaca dönüşür. Eğer bu ağacın zirvesine tırmanırsan, orada çok değerli hazineler bulabilirsin,” dedi.
Jack, biraz şaşkın bir şekilde, “Gerçekten mi? Bir sihirli fasulye mi?” diye sordu.
Adam, gülerek, “Evet, tabii ki! Sadece bir fasulye, ama inan bana, çok değerli bir şey. Onu kabul et, hayatınız değişir,” diye ekledi.
Jack, önce biraz tereddüt etti. Fakat, hem fakirlik içinde yaşadıkları hayatı hem de annesinin üzülmesini düşündü. Adamın teklifini kabul etti ve ineği adamın verdiği sihirli fasulyelerle değiştirdi.
Fasulyenin Büyümesi
Jack eve döndüğünde, annesi ona kızarak, “Ne yaptın Jack? O kadar değerli bir inek varken, bir avuç fasulye için onu nasıl sattın?” dedi.
Jack, elindeki fasulyeleri annesine gösterdi ve “Ama annem, bunlar sihirli fasulyeler! Büyülü bir ağaca dönüşecekler!” diye açıklamaya çalıştı.
Annesi, önce buna inanmak istemedi, fakat Jack’in ısrarı üzerine fasulyeleri toprağa ekti. Geceyi geçirdiler ve sabah uyandıklarında, inanılmaz bir şeyle karşılaştılar. Evlerinin önünde dev bir fasulye ağacı gökyüzüne doğru yükseliyordu! Ağacın gövdesi o kadar büyüktü ki, üst kısmı bulutların içine kadar uzanıyordu.
Jack, annesinin şaşkın bakışları arasında ağacın tepeye doğru tırmanmaya karar verdi. Birçok kez dikkatlice bakıp, sonunda cesaretini toplayarak, ağacın gövdesine tırmanmaya başladı. Gittikçe yükseklik arttı, bulutlar arasına girdi. Jack, sonunda ağacın zirvesine ulaştığında dev bir kale ile karşılaştı.
Devin Sarayı ve Hazine
Zirveye çıktığında, Jack, devasa bir kale gördü. İçeriye girdiğinde, orada dev bir dev uyuyordu. Dev, o kadar büyüktü ki, her adımında zemin titriyordu. Ama Jack, devin uykusundan faydalanarak, kalede gezinmeye başladı.
Jack, sarayın içinde dev bir altın yumurta üreten tavuk buldu. “Bu çok değerli!” diye düşündü. Yavaşça tavukla birlikte saraydan kaçmaya karar verdi. Ancak tam dışarı çıkarken, dev aniden uyanıp bağırmaya başladı:
“Beni bırakma!”
Dev, hızla Jack’i takip etmeye başladı. Ama Jack, tavukla birlikte ağacın gövdesine doğru hızla tırmanmaya başladı. Dev, çok büyük olduğu için ağacın altına ulaşamayacak kadar yavaş kaldı. Jack, çok korkmuştu, ama hızla aşağıya inmeyi başardı ve tavukla birlikte güvenli bir şekilde yere indi.
Evine Dönüş
Jack, tavukla birlikte annesinin yanına döndü. Annesi, Jack’in getirdiği tavukla büyük bir şaşkınlık yaşadı. Tavuk gerçekten de altın yumurtalar üretiyordu! Artık Jack ve annesi, zengin bir şekilde yaşamaya başladılar. Ancak, Jack’in öğrenmesi gereken önemli bir şey vardı: Kendisini ve annesini mutlu etmek için doğru seçimler yapmalıydı.
Birkaç gün sonra, Jack tekrar sihirli fasulyelerin bulunduğu yere gitti, fakat bu sefer hiç bir şey aramadı. “Sihirli fasulye, aslında en değerli şeyin sevgi, dürüstlük ve birlikte mutlu olmak olduğunu gösterdi,” dedi Jack, “Zenginliğin ötesinde, sevdiklerimizle geçirdiğimiz zaman daha önemli.”
Son.