Bir gün, öğretmen sınıfa yeni bir konu anlatmak için gelir. Öğrenciler sırada sessiz bir şekilde beklerken, öğretmen gülerek:
– Bugün size çok eğlenceli bir konu anlatacağım, ama önce bir soru sorayım. Hepinizin dikkatini çekmek istiyorum, demiş.
Öğrenciler merakla öğretmene bakarken, öğretmen sorusunu sormuş:
– Çocuklar, çok basit bir soru soruyorum. Bir tavuk, günde 5 yumurta yaparsa, 10 gün sonunda kaç yumurta yapar?
Sınıfta herkes hızlıca düşünmeye başlamış. Bazı öğrenciler hızla hesap yaparken, Temel biraz daha dikkatle düşünmüş ve sonra elini kaldırmış.
– Öğretmenim, ben cevabı biliyorum! 10 günde toplam 50 yumurta yapar, demiş.
Öğretmen gülümsemiş:
– Evet Temel, doğru cevap! Harika! Peki, Dursun sen ne düşünüyorsun?
Dursun biraz daha duraklayıp, dikkatle düşünmüş. Sonra elini kaldırmış:
– Öğretmenim, tavuk günde 5 yumurta yapıyor, ama tavukların hep aynı şekilde yumurtladığını varsaymak doğru mu? Belki bazı günler daha fazla, bazı günler daha az yumurtlar. Yani, 10 gün sonunda cevabın 50 olması kesin bir şey değil.
Öğretmen, Dursun’un derinlemesine düşünmesini takdir etmiş, ama yine de soruyu biraz basitleştirmek için:
– Dursun, bu soruyu tam olarak şunu sorarak düşünmek lazım: Eğer tavuk her gün kesin olarak 5 yumurta yaparsa, 10 günde toplam kaç yumurta yapar? demiş.
Dursun, başını sallayarak:
– O zaman cevap 50 olmalı, öğretmenim. Ama ben yine de bunun altında bir şeyler aramaya çalışıyorum, çünkü her şeyin basit olmadığını düşünüyorum, demiş.
Öğretmen, bu defa biraz gülerken:
– Çok güzel bir yaklaşım, Dursun! Ama unutma, bazen hayat basit olduğu gibi kalmalı. Şimdi hep birlikte bu tür soruları daha hızlı çözmeye çalışacağız. Yani Temel’in bulduğu cevap doğru!
Temel gururla başını sallamış ve:
– Öğretmenim, dediğiniz gibi bazen işler çok basit olmalı! İşte ben her zaman doğru çözümleri hızlıca bulurum! demiş.
Öğretmen biraz şaşkın bir şekilde:
– Harika Temel! Peki, çocuklar, şimdi başka bir soru soracağım. Bir çiçek, günde 4 cm büyürse, 5 gün sonra ne kadar büyür?
Temel hızlıca:
– 20 cm! demiş.
Dursun, biraz daha düşünerek:
– Ama öğretmenim, çiçek her gün aynı hızla mı büyür? Belki bir gün daha hızlı, diğer gün daha yavaş büyür. Bunu bilmeden 20 cm diyemem, demiş.
Öğretmen gülerek:
– Evet Dursun, yine çok güzel bir bakış açısı sundun. Fakat, bu soruda çiçeğin her gün aynı hızda büyüdüğünü varsayıyoruz. O zaman doğru cevap 20 cm, Temel’in cevabı doğru!
Temel mutlu bir şekilde:
– İşte böyle! Hep basit çözüm, hızlı sonuç! demiş.
Öğretmen biraz düşündükten sonra:
– Temel, çok doğru bir noktaya değindin. Ama unutma, bazen hayatın içinde karmaşık sorular olabilir ve Dursun gibi daha derinlemesine düşünmek gerekebilir. İkiniz de farklı bakış açılarıyla çok şey öğrendiniz.
Sonunda Temel ve Dursun, öğretmenden önemli bir ders almışlar. Temel hızlı ve basit çözümleri tercih ederken, Dursun derinlemesine düşünmenin önemini kavramış. Öğrenciler, öğretmenlerinin her iki bakış açısını da takdir ederek, sorulara farklı açılardan yaklaşmanın faydalı olduğunu öğrenmişler.
O günden sonra Temel, biraz daha sabırlı olup bazen soruları daha derinlemesine düşünmeye başlamış. Dursun ise bazen fazla derin düşünmek yerine, bazı şeylerin basitçe çözülmesinin de değerli olduğunu anlamış.