Bir gün Nasrettin Hoca, çok büyük bir şehre gitmek için uçakla seyahate çıkmaya karar verir. Hoca, hayatında ilk kez uçakla seyahat edecektir, bu yüzden biraz heyecanlıdır. Hoca uçağa biner, koltuğuna oturur ve etrafına bakar. Yanında bir işadamı oturur ve biraz sonra bir hostes gelir.
Hostes gülerek:
– Merhaba, hoş geldiniz! Uçuş boyunca size nasıl yardımcı olabilirim? diye sorar.
Nasrettin Hoca, biraz şaşkın bir şekilde:
– Ne yapabilirim ki, sadece uçuyoruz! Hem ben hiç uçakta değil, başka bir yerlerde oluyorum! demiş.
Hostes gülümsemiş ve:
– Hoca, sadece uçmak değil, uçuş sırasında size ikram da yapıyoruz. Bir şey ister misiniz?
Hoca biraz düşünmüş, sonra:
– Peki, bana bir çay verirseniz, çok sevinirim, demiş.
Hostes çayı getirirken, Hoca uçağın camına bakarak düşüncelere dalar. Bir süre sonra, işadamı Hoca’ya yaklaşır ve konuşmaya başlar:
– Hoca, bu uçak gerçekten harika bir şey! Ne kadar hızlı gittiğini fark ettiniz mi? Görünüşe göre teknoloji harikası bir araç. Ben hayatımda hiç böyle bir hızla gitmemiştim. Gerçekten çok etkileyici!
Nasrettin Hoca, camdan dışarıya bakarak:
– Hız mı? Ben hızdan çok, bu uçağın neden yerden havalandığını düşünmekle meşgulüm! demiş.
İşadamı biraz şaşırmış:
– Nasıl yani? Uçak yerden havalanıyor çünkü motorları var ve aerodinamik tasarımı sayesinde havada durabiliyor, Hoca.
Hoca başını sallayarak:
– Evet, doğru. Ama bir tek şey var. Bu uçağın neden havada kalabileceğini anlıyorum da, acaba pilot niye bu kadar kafaya takmış? Bir an önce bu hızla neyi yakalayacağını anlamıyorum!
İşadamı, şaşkın bir şekilde Hoca’ya bakarken, Hoca birden uçağın camından dışarı bakıp:
– Bir de bakalım, motor ne kadar ses çıkarıyor? Bu kadar gürültüyle acaba uçak daha hızlı gidebilir mi, başka ne olabilir?