Kuş Hikayesi

Bir zamanlar yüksek dağların eteklerinde, yemyeşil vadilerin ortasında, küçük bir kuş yaşarmış. Adı Maviş’ti. Maviş, gökyüzünde uçmayı çok severdi, ama en büyük hayali, dünyayı uçarken görmekti. Her sabah, güneş doğarken kanatlarını çırpar, gökyüzüne doğru yükselir ve vadinin her köşesini görmek için kanat çırparmış. Ama bir gün, Maviş, uçarken bir şey fark etti. Uçabileceği kadar yükseğe uçmuştu, ama gökyüzünün ötesi ona hep gizemli ve ulaşılmaz geliyordu.

Bir sabah, Maviş bir kelebekle karşılaştı. Kelebek ona gülümseyerek, “Nereye gidiyorsun, küçük kuş?” diye sordu. Maviş, “Gökyüzünün en uzak yerini görmek istiyorum ama oraya nasıl ulaşırım, bilmiyorum,” diye cevap verdi.

Kelebek ona güzel bir sır verdi: “Gökyüzüne giden yol, kalbinde başlar. Cesaretin varsa, rüzgarın seni götürecektir.”

Maviş, kelebeğin sözlerini düşündü ve ertesi gün büyük bir cesaretle kanatlarını daha da güçlü çırpmaya başladı. Rüzgar, onu alıp yükseklerden yüksek yerlere taşıdı. Ve bir anda, Maviş kendini, hiç görmediği kadar güzel bir yerde buldu. Gökyüzü, milyonlarca renk ve ışıkla doluydu. O an, Maviş, gökyüzünün en yüksek noktasına ulaşmıştı.

Fakat, orada bir şey fark etti. Gökyüzünün en uzak noktasına varmak, aslında sadece cesaretle ve kalbinin rehberliğinde mümkünmüş. Artık Maviş, hem dünya hem de gökyüzü hakkında çok daha fazlasını anlamıştı. Orada, bulutların arasında, gökyüzünü daha yakından tanıdı, rüzgarın sırrını öğrendi ve gökyüzü onun en iyi arkadaşı oldu.

Ve Maviş, her zaman hatırladı: Gerçek yolculuk, bir kuşun kalbinde başlar, cesaretle, sevgiyle ve merakla… Gökyüzünde özgürce uçarken, dünyayı keşfetmeye devam etti.

Ve her uçtuğunda, kalbinin derinliklerinden yeni bir hayal, yeni bir macera doğuyordu.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top