Kurt Hikayesi

Kurt ve Çiftçi

Bir zamanlar, uzak bir köyde, küçük bir çiftlik vardı. Çiftlikte çalışan yaşlı bir adam, karısı ve küçük bir çocuk yaşardı. Çiftlik, etrafındaki ormanla çevriliydi. Ormanın derinliklerinde ise, çok eski zamanlardan beri orada yaşayan bir kurt vardı. Kurt, bu ormanın kralıydı. Diğer tüm hayvanlar ona saygı duyarak ormanın derinliklerinde gizlice yaşamayı tercih ederdi. Kurt, zeki, hızlı ve kurnaz bir hayvandı.

Bir gün, kışın sert soğukları başlamıştı. Çiftçi, hayvanlarını beslemek ve onları soğuktan korumak için fazla vakit geçirmeden hazırlık yapıyordu. Ancak çiftlikteki koyunlardan birkaçı kaybolmuştu. Her geçen gün birkaç koyun kayboluyor, çiftçi bu kayboluşların sırrını bir türlü çözemiyordu.

Çiftçi, bir gece hayvanları kontrol etmek için gece yarısı uyanmıştı. Karanlıkta, bir şeylerin ormanın derinliklerinden çiftliğe doğru hareket ettiğini fark etti. Hızla dışarı çıktı ve gözleriyle hayvanlarının kaldığı ağılın çevresini taradı. Tam o sırada, derin ormanın gölgesinden çıkan büyük bir şekil fark etti. Kurt, büyük bir hızla hayvanlara doğru ilerliyordu.

Çiftçi, ne yapacağına karar veremedi. Kendisini çok güçsüz hissediyordu. Ancak kurt, onu fark etti ve yavaşça yaklaştı. Kurt, konuşmaya başladı:

“Senin çiftliğini çok beğendim. Her zaman taze et bulmak kolay olur burada. Ama bu son koyunlarımı almak, sana büyük bir bedel ödetmek demek olacak,” dedi kurt, gözleriyle çiftçiyi süzerek.

Çiftçi, korkuyla ama kararlı bir şekilde cevap verdi: “Bunlar benim hayvanlarım ve sen onları alamazsın! Eğer bir daha bu şekilde yaklaşır ve onları alırsan, seni yakalamak için her şeyimi riske atarım.”

Kurt biraz duraksadı. Çiftçi, yaşlı ama güçlü bir adamdı. Kurt, ona saygı gösterecek kadar zekiydi. Ama o da yeri geldiğinde, yalnızca güçlü hayvanların hayatta kalabileceğini biliyordu.

“Benim için ne kadar değerli olduğumun farkında değilsin,” dedi kurt. “Senin korkuların, bu çiftliğin bekçisi olmaktan çok daha değerli. Eğer hayvanlarını birer birer almak istersem, hiçbir şey beni durduramaz.”

Ama çiftçi pes etmedi. “Senin gibi bir hayvanın her şeye hükmetmesine izin veremem. Bu köyde herkesin yaşamı, senin aç gözlülüğünden daha önemli.”

Kurt bir süre sessiz kaldı ve sonrasında bir gülüş fısıldayarak şöyle dedi: “Görünüşe göre senin cesaretin takdire değer. Ama unutma, biz kurtlar asla geri adım atmayız.”

Çiftçi, uzun yıllar boyunca hayvanlarını koruyabilmek için çeşitli yöntemler geliştirdi. Kendini ve ailesini savunmayı başardı. Ama bir gün, ormandan dönen kurt bir başka çiftliğe saldırırken, yaşlı kurt yaşadığı ormanın derinliklerinde son bir kez uluyarak yalnız başına ölümü bekledi.

O zamandan sonra, orman daha sakin ve huzurlu hale geldi. Kurtların varlığı artık yalnızca eski bir hatıra olarak kaldı, ama çiftçiler hep cesaretle doğayla barış içinde yaşamayı öğrendiler. Çünkü gerçek güç, korkulardan kaçmak yerine, onlarla yüzleşmekteydi.

Mesaj: Bu hikaye, cesaretin, kararlılığın ve azmin önemini anlatır. İnsanlar, korkuları ve zorluklarla yüzleşerek hayatta kalabilirler. Korkuya teslim olmak yerine, doğru zamanda cesur bir şekilde hareket etmek önemlidir.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top