Bir zamanlar, yeşil bir ormanın kenarındaki küçük bir gölette, çok komik bir kurbağa yaşarmış. Adı Misket olan bu kurbağa, göletteki diğer hayvanlardan farklıydı. Her sabah göletin kıyısına çıkar, şarkılar söyler, akrobatik hareketler yapar ve çevresindeki tüm hayvanları güldürürdü.
Bir gün, göletteki diğer hayvanlar, Misket’in yeni numarasını görmek için sabırsızlanarak etrafına toplandılar. Misket, büyük bir özgüvenle suya atlamayı planlıyordu ama bu sıradaki planı biraz tuhaftı. Göletteki kaplumbağa Kumru, “Misket, ne yapacaksın bu sefer?” diye sordu. Misket, “Bugün tam bir akrobasi yapacağım! Hem de hiç kimsenin görmediği türden!” dedi.
Misket, önce bir ileri, sonra bir geri hopladı. Ardından bir dönüş yaptı, ama bir bakıma değil, iki bakıma! Dönüşü o kadar hızlı yapmıştı ki, yerden birkaç yaprak havalandı. Misket, “Tadaaa!” diyerek göletin orada bulunan herhangi bir kaya parçasına atlamaya karar verdi
Ama işte o an!
Misket, kayanın üstüne zıplarken, kayayı tam yakalayamayıp kayanın kenarına çarptı ve pıt-pıt-pıt sesleriyle aşağıya yuvarlanmaya başladı! Göletteki diğer hayvanlar bu komik durumu izlerken kahkahalara boğuldular.
Misket, son bir çaba ile göletteki suya atlamayı başardı. Ama o kadar komik bir şekilde düştü ki, suyun içinde bile hala yuvarlanmaya devam etti. “Vay canına!” dedi suyun derinliklerinden, “Beni böyle görebileceğinizi hiç düşünmemiştim.”
Süslü kuğu olan Gümüş, gülmekten gözleri yaşardı. “Misket, ciddi anlamda söylüyorum ki sen şu anda yaptığın şeyin farkında değilsin.” dedi.
Bir süre sonra Misket, yavaşça suyun yüzeyine çıkıp başını suyun dışında tutarak, “Evet, biraz fazla heveslendim galiba,” dedi. “Ama bence hâlâ oldukça havalıydım!”
O günden sonra Misket, göletteki en komik ve en sevilen kurbağa oldu. Zaman zaman akrobasi yapmaya devam etti, ama ne zaman biraz daha abartsa, her defasında biraz daha komik bir şekilde yere düşerdi. Ama ne olursa olsun, her zaman gülmeyi ve arkadaşlarına neşeyi getirmeyi unutmamıştı.
Bütün gölet halkı, Misket’in komik halleriyle eğlenmeye devam etti. Çünkü her düşüş, her komik hareket, ona ve diğer hayvanlara daha çok mutluluk getiriyordu.
Ve Misket her zaman derdi ki:
“Düşmek, kalkmanın eğlenceli halidir!”
O günden sonra, her sabah Misket’in komik hareketleriyle gölette neşeli bir atmosfer olurdu.