Bir zamanlar, beyaz karlarla kaplı, sessiz ve huzurlu bir köy vardı. Bu köyde, yılın en soğuk zamanında, karların her şeyi kapladığı ve her şeyin bembeyaz olduğu bir mevsim vardı: Kış. Kış geldiğinde, her yer beyaza bürünür, ağaçlar karla dolanır, kuşlar daha güneylere göç eder ve herkes kalın giysiler içinde evlerine kapanırdı. Ama kış, sadece soğuk değil, aynı zamanda sıcak anıların, arkadaşlığın ve sevginin de zamanıdır.
Bir kış sabahı, köyün yakınındaki ormanın derinliklerinde bir çocuk, Mert adında bir çocuk, karın içine batmış bir şekilde yürüyordu. Mert, her zaman çok meraklı ve neşeli bir çocuktu. Ama bu sabah, neşesi biraz kaybolmuş gibiydi. Çünkü kışın soğukları, ormandaki hayvanları daha zor durumda bırakıyordu. Mert, ormana bakarken üzüldü ve düşündü, “Ormandaki hayvanlar nasıl soğukla başa çıkacaklar? Onlara nasıl yardım edebilirim?”
Biraz daha yürüdü ve derin bir orman yoluna girdi. Yavaşça, karların üzerinden yürürken birden beyaz bir tavşan gördü. Tavşan, karın içinde sıçrayarak ilerliyor, ama durduğu yerlerde üşüyormuş gibi görünüyordu. Mert tavşanı gördüğünde, hızla yanına yaklaştı ve ona gülümseyerek söyledi:
“Merhaba, tavşancık! Kış çok soğuk, değil mi? Sana yardım edebilir miyim?”
Tavşan, Mert’e bakarak hafifçe titredi ve sonra konuştu:
“Ben çok soğuk hissediyorum, ama bu kışın zorlayıcı soğukları benim için de yeni. Ne yapacağımı bilmiyorum.”
Mert, tavşana daha dikkatlice baktı ve düşündü. Ardından, tavşanın hemen yanında olan bir çalılığa bakarak şöyle dedi:
“Ben sana bir yuva yapabilirim! Bu çalıların arasına daha fazla yaprak ve dallar koyarak seni koruyacak bir yuva yapalım. Hem sen de ısınmış olursun!”
Mert, hızlıca etraftan kuru dallar topladı, karın üstünden yapraklar ve otlar aldı. Tavşan, Mert’in çalışırken ona yardım etmesine şaşkınlıkla bakıyordu. Birkaç dakika içinde, Mert, tavşanın soğuktan korunabileceği sıcak bir yuva yapmıştı.
Tavşan, Mert’in yaptığı yuva içinde biraz zaman geçirdikten sonra, başını dışarı çıkarıp Mert’e teşekkür etti. “Teşekkür ederim, çok sıcak oldu! Beni korudun ve artık üşümüyorum,” dedi tavşan, mutlu bir şekilde.
Mert gülümsedi ve ona, “Kış, bazen zorlu olabilir ama birlikte olursak, her şeyin üstesinden gelebiliriz,” dedi. Ardından tavşana veda ederek, köyüne doğru yürümeye devam etti.
Günler geçtikçe, Mert, ormanda gördüğü diğer hayvanlara da yardım etti. Sincaplar için ağaçların altına daha fazla yiyecek bıraktı, kuşlar için ağaçlara yemler koydu. Her gün, kışın soğuklarına karşı bir şeyler yaparak, hayvanların ve doğanın korunmasına yardımcı oldu.
Bir akşam, köyün büyüklerinden biri Mert’e yaklaşarak, “Biliyorum, kışın soğukları herkes için zorlayıcı. Ama sen, karların içinde çok güzel bir şey yaptın. Yardımlaştın, doğaya ve hayvanlara sevgiyle yaklaştın. Gerçek kışın güzelliği de işte budur. Birbirimize yardım ettiğimizde, kış bile sıcak olur,” dedi.
Mert, büyüklerin sözlerinden çok etkilendi ve artık kışı sadece soğuk bir mevsim olarak değil, aynı zamanda yardım etmenin, sevmenin ve doğaya değer vermenin zamanı olarak görüyordu.
Masalın Öğretiği:
Kış Masalı, kışın yalnızca soğuk ve zorlu bir mevsim olmadığını, aynı zamanda yardım etmenin, birlikte olmanın, doğaya değer vermenin ve başkalarına el uzatmanın da zamanıdır. Mert’in yaptığı gibi, bazen en soğuk zamanlarda bile sıcaklık, kalpten gelir. Kış, sadece beyaz karların değil, insanların birbirlerine ve doğaya olan sevgilerinin de beyazlaştığı bir mevsimdir.