Kelebek Hikayesi

Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, her türlü çiçeğin açtığı, kuşların şarkılar söylediği ve rüzgarın hafifçe estiği bir yer vardı. Bu ormanda, bir kelebek yaşardı. Bu kelebek, diğerlerinden çok farklıydı. Onun adı Mor idi. Çünkü kanatları, ormanın en güzel çiçeklerinin renginde, mor ve lavanta tonlarındaydı. Mor, oldukça narin, zarif bir kelebeğe benziyordu. Ancak, dış görünüşünün ne kadar güzel olduğu kadar içinde de büyük bir soru vardı: “Gerçekten ben kimim? Neden varım?”

Mor, her gün ormanda uçarak vakit geçirir, çiçeklerden bal alır, diğer hayvanlarla konuşurdu. Ama her zaman bir eksiklik hissederdi. Bir gün, ormanın derinliklerinde, daha önce hiç gitmediği bir bölgeye rastladı. Burada büyük, yaşlı bir ağaç vardı. Bu ağaç, yıllardır ormanın en bilge ağacı olarak biliniyordu ve ormandaki tüm canlılar ona saygı gösterirdi.

Mor, ağacın yanına geldiğinde, ağacın sesini duymaya başladı. Ağacın sesinde bir huzur vardı, bir güven.

“Ağaç, ben bir kelebek olarak çok mutluyum, ama bir şeyler eksik gibi hissediyorum. Gerçek kimliğimi bulamıyorum. Ne yapmalıyım?” diye sordu Mor.

Ağaç, büyük gövdesiyle derin bir nefes aldı ve yavaşça cevap verdi:

“Sevgili Mor, her canlı bu dünyada bir görev için var. Senin görevin, güzelliğinle dünyayı aydınlatmak, insanlara sevgi ve mutluluk getirmektir. Ama daha önemli bir şey var; senin görevin, büyümek ve değişmek. Çünkü hayatın amacı, gelişim ve dönüşümde yatıyor.”

Mor, ağacın söylediklerini düşündü. Gelişim ve dönüşüm… Bu, ona oldukça yeni bir kavram gibi geliyordu. O zamana kadar yalnızca uçarak, çiçeklerden bal alarak zaman geçiriyordu. Ancak içindeki eksikliği bir türlü giderememişti.

Ağaç devam etti:

“Bir zamanlar sen, yalnızca bir yumurtaydın. Sonra, o yumurtadan bir larva oldun, sonra kabus gibi bir kozaya girdin ve sonunda, tam olarak şu an olduğun gibi, güzel bir kelebek oldun. Her bir değişim, seni daha güçlü ve özgür kıldı. Unutma, dönüşüm bazen acılı olabilir, ama seni seni yapan şey işte o dönüşümdür.”

Mor, ağacın sözlerinden çok etkilendi ve biraz daha derin bir içsel yolculuğa çıktı. Gerçekten de, kendisinin geçmişte nasıl değiştiğini hatırladı. Yumurtadan larvaya, oradan koza safhasına kadar her bir değişim, ona farklı yetenekler ve bakış açıları kazandırmıştı.

O andan sonra, Mor, ormanda uçarken artık yalnızca güzelliğini değil, aynı zamanda dönüşümün gücünü de hissediyordu. Her uçuşunda, bir parça daha özgürleşiyor, her çiçekten bal alırken, dünyanın her geçen gün biraz daha güzelleştiğini fark ediyordu.

Bir gün, ormanda yaşayan diğer kelebekler de ona gelip, “Sen çok farklısın, Mor. Artık kanatların daha parlak ve ruhun daha hafif gibi.” dediler.

Mor gülümsedi ve onlara şöyle cevap verdi:

“Ben, değişimi kabul ettim ve bu sayede kendimi daha çok buldum. Hepimiz bir süreçten geçiyoruz, ama her an, her dönüşüm, bize yeni bir gücün kapısını aralıyor.”

Ve o günden sonra, Mor ormanın en mutlu, en parlak kelebeği oldu. O, sadece dış görünüşüyle değil, içindeki dönüşüm gücüyle de ormanı aydınlatan bir ışık olmuştu.


Masalın Öğretiği:

Kelebek masalı, değişimin ve büyümenin önemini anlatır. Hayatın zorlukları bazen bizi korkutabilir, ama her zorluk, sonunda bir dönüşümle sonuçlanır. Tıpkı Mor gibi, değişimi kabul etmek, insanı daha güçlü, daha özgür ve daha bilinçli yapar. Bu masal, küçük bir kelebeğin büyüme yolculuğunu anlatarak, hayatın her evresine saygı duymayı, gelişim ve dönüşümün doğal bir süreç olduğunu öğretir.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top