Emek ve Bereket

Bir zamanlar, küçük bir köyde Mehmet adında genç bir adam yaşardı. Mehmet, köyün en çalışkan, en azimli insanlarından biriydi. Ailesiyle birlikte yaşadığı ev, köyün biraz dışında, yeşillikler içinde bir tarlanın kenarındaydı. Tarlada çalışmak, Mehmet’in hayatının bir parçasıydı. Her sabah erkenden uyanır, güneş doğmadan tarlada olmayı alışkanlık haline getirmişti.

Mehmet’in tarlası, köyün en verimli tarlalarından biriydi, fakat bir o kadar da zorlu bir yerdi. Toprağı, yeterince sulama yapılmadığı zaman oldukça sertleşir, biçimi oldukça güçleşirdi. Mehmet, bunun farkındaydı, bu yüzden her yıl tarlayı ekiyor, büyütüyor ve biçiyordu. Ama her yıl, daha iyi bir ürün almak, daha kolay bir biçim yapmak için, önceki yıl yaptıklarından daha fazla çaba sarf etmek gerekiyordu.

Bir gün, sabah erkenden tarlasına gitmek üzere hazırlık yaparken, yanına kendisinden yaşlı olan köyün akıllı amcası, Hüseyin Amca geldi. Hüseyin Amca, yılların tecrübesiyle köyde herkesin saygı duyduğu, bilge bir insandı.

“Mehmet evlat, bu yıl tarlanı daha rahat biçmek için bazı şeyleri değiştirmelisin,” dedi Hüseyin Amca. “Emek verirken, doğru zamanı bilmek gerekir. Yalnızca tarlaya değil, toprağın ruhuna da emek vermelisin.”

Mehmet, amcasının söylediklerine anlam veremedi. “Ama amca, her yıl aynı şekilde çalışıyorum, bu kadar zor işin ne anlamı olabilir ki? Eğer çok çalışırsam, her şey daha kolay olmaz mı?”

Hüseyin Amca gülümsedi ve oğluna şöyle dedi:
“Evet, çok çalışmak gerekir, ama her işin zamanlaması vardır. Tarlayı sadece toprağa, suya değil, sabra ve anlayışa da emanet etmek lazım. Zamanı doğru kullanmalısın. Eğer doğru bir şekilde emek verirsen, o tarladan alınan her şey bereketli olur. Dilersen, birlikte başlayalım.”

Mehmet, amcasının önerisini kabul etti ve birlikte tarlaya gittiler. Hüseyin Amca, önce toprağı dikkatlice inceledi, ardından Mehmet’e şunları söyledi:

“İlk olarak toprağın ruhunu dinlemelisin. Bugün toprak biraz sertleşmiş, o zaman suyunla sulamalı, biraz beklemelisin. Ertesi gün tarlayı ekip biçmeye başlayabiliriz. Çünkü toprağın ruhunu anlamadan acele etmek, tarladan alacağın verimi azaltır.”

Mehmet, sabırla toprağın dinlenmesine izin verdi. Bir gün sonra, toprak daha yumuşak ve verimli hale geldi. Hüseyin Amca, Mehmet’i doğru zamanda doğru işi yapmaya teşvik etti. Beraberce tarlayı ekip biçmeye başladılar.

Tarlanın büyüdüğü, emeklerin karşılık bulduğu günler geldi. Mehmet, her gün düzenli olarak sulama yaparak, toprağa gerekli bakımı verdi. Hüseyin Amca ona sadece toprağı değil, aynı zamanda zamanı nasıl kullanacağını da öğretmişti. Tarlanın biçiminde bir değişiklik vardı; önceki yıllarda olduğu gibi değil, bu kez daha kolay biçiliyordu. Toprak, insanın ruhunu dinleyerek büyüdü, ve sonunda hasat zamanı geldi.

Mehmet, yılın en verimli hasadını topladı. Geliştirdiği sabır, doğru zamanlama ve emeği sayesinde, bu yılki mahsulü hem kendisini hem de köydeki diğer köylüleri mutlu etti. O yıl, sadece tarladan alınan ürün değil, Mehmet’in içindeki olgunluk da büyümüştü. Tarla, ona sadece işin ne kadar önemli olduğunu değil, aynı zamanda doğanın da bir ritmi olduğunu ve sabırla beklemenin ne kadar değerli olduğunu öğretmişti.


Mesaj:
Bu hikaye, çalışmanın, sabırlı olmanın ve zamanı doğru kullanmanın gücünü anlatır. Tarla ekip biçmek gibi günlük işler bile, aslında sadece fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal bir olgunlaşma sürecidir. Doğru zamanda doğru adımı atmak, emeğin karşılığını almak ve her işte bir anlam görmek, hayatın en büyük derslerinden biridir.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top