Çirkin Ördek Yavrusu Masalı

Bir zamanlar, yemyeşil bir vadinin kenarında, geniş bir göletin etrafını çevreleyen bir ördek ailesi yaşardı. Ailedeki tüm ördekler, pembe ve bembeyaz tüyleriyle neşeliydi, ancak bir yavru farklıydı. O, diğer kardeşlerinden çok daha gri ve sıradışıydı. Küçük ördek yavrusu, diğer ördeklerin aksine, tüylerinin rengi nedeniyle her zaman dışlanmış ve garip görülmüştü. Bu yavruya “Çirkin Ördek Yavrusu” denirdi.

İlkbaharın başında, anne ördek yavrularını göletin kenarına getirip yüzmeyi öğretmeye başlamıştı. Tüm yavrular neşeyle suya atlar, annelerinin etrafında yuvarlanarak dans ederlerdi. Ancak Çirkin Ördek Yavrusu her seferinde biraz geride kalır ve diğerlerinin arasına katılmak için büyük çaba harcardı. Tüyleri diğerlerinden farklı olduğu için, ona kimse yaklaşmaz, ona gülüp dalga geçerdi.

Günler geçtikçe, yavrunun yalnızlığı derinleşiyordu. Diğer ördek yavruları onu küçümsüyor, yavaşça ona yabancılaşıyorlardı. Bir gün, Çirkin Ördek Yavrusu, bu dünyada kendisine yer olmadığını düşünerek, sabahın erken saatlerinde göletin kenarındaki çimenlik alandan ayrılmaya karar verdi. Ailesinin ve diğer ördeklerin bakışlarından kaçmak istiyordu. Huzur bulabileceği bir yer arayarak, uzaklara gitmek için yola koyuldu.

Birkaç gün boyunca yalnızca doğayla baş başa kaldı. Yolda çeşitli hayvanlarla karşılaştı, fakat hiçbirisi ona samimi bir şekilde yaklaşmadı. Bir kuzu, bir sincap, bir tavşan — hepsi ona soğuk bakarak geçip gitti. Çirkin Ördek Yavrusu, kendisinin gerçekten de çirkin olduğu düşüncesiyle kalbinde bir boşluk hissetmeye başladı.

Bir sabah, yorgun ve üzgün bir şekilde, vadinin en yüksek tepesine tırmanmaya karar verdi. Gözleri puslu ve derin bir hüzünle bakıyordu. Tepeden vadinin manzarasını izlerken, çok uzaklarda büyük bir nehir gördü. Nehir, gürültülü bir şekilde akıyor, suyun üzerinde parıldayan ışıklar ve ormanların rüzgarda savrulan yaprakları, ona bir şeyler anlatıyormuş gibi görünüyordu. Bir anda, Çirkin Ördek Yavrusu kalbinin derinliklerinden bir şey hissetti. “Beni gerçekten kimse sevmeyecekse, belki de kendi yolumu bulmalıyım,” diye düşündü.

O sabah, nehri izlemeye karar verdi. Nehrin kenarındaki taşlara tırmanarak, yolculuğuna devam etti. Günler sonra, nehrin daha sakin bir kısmına ulaştı. Burada, suyun üzerinde birkaç kuğu gördü. Bembeyaz, zarif ve gururlu olan bu kuğular, her hareketlerinde suyu nazikçe kesiyor, zarif kanatlarını suyun üzerinde rüya gibi yayıyorlardı.

Çirkin Ördek Yavrusu, kuğuları gördüğünde korkuyla kalakaldı. “Ne kadar güzeller,” diye düşündü, “Bunlar kesinlikle benden çok daha özel. Onlar kesinlikle benim gibi birini görmezden gelir.”

Bir kuğu, Çirkin Ördek Yavrusu’nun yanında durarak, ona bakmaya başladı. “Merhaba,” dedi nazikçe, “Sen de buraya mı geldin?”

Çirkin Ördek Yavrusu şaşkın bir şekilde, “Ben… ben bir ördeğim,” dedi, “Ama kimse beni sevmiyor. Herkes beni çirkin ve garip buluyor.”

Kuğu gülümsedi. “Senin dış görünüşün ne kadar önemli ki? Senin içinde var olan güzellikler var, ve bir gün bunu fark edeceksin.”

Çirkin Ördek Yavrusu, başını eğdi. Ama kuğunun söyledikleri ona bir şeyler hatırlatıyordu. İçindeki sevgi ve güzellik aslında her zaman oradaydı, sadece kendini görmeyi unuttuğu bir noktada kaybolmuştu. Kuğu, onu göletin kenarındaki ağaçların altına davet etti ve orada geçirecek bir akşam yemeği sundu. Çirkin Ördek Yavrusu, ona teşekkür ederek geceyi orada geçirmeye karar verdi.

Sabah olunca, Çirkin Ördek Yavrusu uyandığında, suyun yüzeyine bakıp kendisini görmeye karar verdi. Ama ne gördü? Aynadaki yansıması, eski haliyle değil, saf ve zarif bir şekilde parlayan, bembeyaz tüyleriyle bir kuğuydu! Fark etti ki, yıllar içinde büyümüştü ve tüyleri değişmişti. İçindeki güzellik, fiziksel şekliyle birleşmişti.

O günden sonra, Çirkin Ördek Yavrusu artık yalnızca bir ördek değil, kendini kabul etmiş bir kuğu olarak yaşamaya başladı. Diğer kuğular ona sıcaklıkla yaklaşıp, onunla birlikte uçmaya başladılar. Güzel ve güçlü kanatları, ona özgürlüğü ve huzuru getirmişti. Artık nehrin üzerinden süzülen bir kuğu olarak, kendini yeniden keşfetmişti.

Ve böylece, çirkinliğinden büyüklüğüne, yalnızlığından toplumunun sevgi dolu bir parçası olmasına kadar, Çirkin Ördek Yavrusu, içindeki gücü ve güzelliği buldu. Dışarıdaki dünyanın ne söylediği önemli değildi; önemli olan, kendi içindeki sevgiyle büyümesiydi.


Bu özgün masal, dış görünüşle değil, içsel değerlerle var olmanın önemini vurgular. Çirkin Ördek Yavrusu, kendisini kabul ettikçe gerçek güzelliğini bulur. Masal, insanın içsel gücünü ve kabullenme sürecini anlatır.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top