Boğa ile Koç Masalı

Bir zamanlar, geniş ve yeşil bir ova vardı. Bu ova, birbirinden farklı hayvanlarla doluydu. En güçlü hayvanlardan biri, büyük ve kaslı bir boğaydı. Adı Koca Boğa’ydı. Koca Boğa, herkese gücünü göstererek, büyük dağların eteğinden ovalara kadar hükmederdi. Ama bir de, bu ova kadar büyük olmayan ama cesaretinden hiç şüphe edilmeyen bir hayvan vardı: Koç.

Koç’un adı Kükreyen Koç’tu, çünkü her zaman büyük bir gururla öter, ormanın en yüksek tepeye tırmanır ve dağlara meydan okurdu. Koç, küçük ama güçlüydü. Bütün hayvanlar, onun cesaretini ve ne kadar zeki olduğunu takdir ederdi. Ancak bir şey vardı ki, Kükreyen Koç, Koca Boğa’dan hep çekinirdi. Koca Boğa çok güçlüydü, ve Koç bir gün onun gücünü test etmek istememişti.

Bir sabah, ovasındaki hayvanlar, büyük bir toplantıya çağrıldı. Herkes, yavaş yavaş alanın ortasında toplanmaya başladı. Koca Boğa da, her zamanki gibi göğsünü gere gere geldi. Onun etrafındaki hayvanlar, ona hayran bir şekilde bakıyordu. Koç ise biraz uzakta duruyor, gözlerini Koca Boğa’ya dikmişti.

Koca Boğa, tüm hayvanlara seslenerek: “Benim gücümün sınırı yoktur! Beni kimse geçemez. Ova benimle güvende!” diye bağırdı.

Koç, bir an tereddüt etti, ama sonra cesaretini topladı ve hayvanların önüne çıktı. “Koca Boğa,” dedi, “Senin gücünü hep duydum. Ama güç, yalnızca büyüklükle ölçülmez. Biraz da akıl gerektirir. Birçok hayvan senden güçlü değil ama daha hızlı ve daha akıllıdır. Eğer senin gücünü gerçekten test etmek istiyorsam, bir yarış yapalım. Senin gücünle ben de hızımı göstereyim.”

Koca Boğa gülerek, “Sadece güçlü olmak yetmez mi? Hız, güçsüzler için bir bahanedir. Ama seninle yarışmaya ne gerek var? Benim gücüm her şeyden daha önemli,” dedi.

Koç ise bir adım daha attı ve meydan okudu. “Yarışalım. Görürsün, her gücün bir sınırı vardır.”

Bütün hayvanlar, heyecanla yarışın nasıl olacağını beklemeye başladılar. Koca Boğa ve Kükreyen Koç, yarışın şartlarını belirlemek için ormanın ortasında durdular. Yarış, ormanın en yüksek tepesine kadar koşmak ve ilk oraya ulaşan olmak zorundaydı. Koca Boğa, bu yarışı kazanacağına kesinlikle emindi. Çünkü her zaman büyük adımlar atabilir, büyük gücüyle her türlü engeli aşabilirdi. Ama Koç, küçük ama çevik adımlarla daha hızlı hareket edebilirdi.

Yarış başladı! Koca Boğa, büyük adımlarla ilerlemeye başladı. Her adımında yer sallanıyor, ağaçlar titriyor, ormanın diğer hayvanları şaşkınlıkla izliyordu. Koca Boğa’nın gücüyle ne kadar hızlı gittiği belli oluyordu. Ancak Koç, hiçbir zaman durmadan, hızlı ama dikkatli adımlarla ilerliyordu. Birkaç dakika sonra, Koca Boğa yavaşça yorulmaya başladı. Her ne kadar güçlü olsa da, her büyük adım bir miktar enerji harcıyor ve bu da onu yavaşlatıyordu. Koç ise her adımını doğru bir şekilde atıyor, doğru yeri ve yolu seçerek ilerliyordu.

Ormanın içindeki patika, yokuşları ve taşları geçtikçe, Koca Boğa biraz daha zorlanmaya başladı. Ama Koç, hiç durmadan yoluna devam etti. Derken, en yüksek tepeye yaklaşırken, Koca Boğa hala çaba sarf ediyordu ama hızını kaybetmişti. Koç ise, bir anda son düzlüğe çıktı ve tepeye vardığında, oradaki taşların üstünde gururla durdu.

Hayvanlar büyük bir coşkuyla Koç’u alkışladılar. Koca Boğa, yorulmuş ama gururunu kaybetmeden, Koç’un yanına geldi. “Sen gerçekten çok hızlısın,” dedi. “Gücünle değil, zekânla kazandın.”

Koç gülümsedi ve “Güç önemli olabilir ama bazen hızlı düşünmek, doğru zamanı ve yeri seçmek de çok önemli. Birçok şey sadece güce dayalı olsaydı, dünya çok zor olurdu. Hem güçlü olmak hem de hızlı olmak gerekir.”

Koca Boğa, başını sallayarak kabul etti. “Haklısın, Koç. Bugün sen kazandın, ama ben de senin cesaretini takdir ediyorum. Güç ve hız, birlikte çalıştığında gerçek gücü oluşturur.”

O günden sonra, Koca Boğa ve Koç, birbirlerine büyük bir saygı duydular. Koca Boğa, artık sadece gücüne güvenmek yerine, hızın ve zekânın da önemini öğrendi. Koç ise cesaretinin ve zekâsının, gücün karşısında nasıl büyük bir avantaj sağladığını fark etti.

Son.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top