Bir gün Bektaşi, köyün meydanında yürüyüp dururken, bir köylü ona yaklaşır ve:
– Hoca, sana bir soru sorabilir miyim? demiş.
Bektaşi, gülerek:
– Tabii, sor bakalım, der.
Köylü:
– Duydum ki, sen çok bilgin bir insansın. Benim de bir derdim var, onu çözmeni istiyorum. Her gün pazara gidiyorum ama alacağım şeyleri hep unuturum. Ne yapmalıyım ki, pazarda hiçbir şey unutmayayım?
Bektaşi, kafasını sallayarak düşünmüş, sonra gülerek:
– Çok basit! Pazara gitmeden önce bir liste yap. Ne alman gerektiğini yaz, sonra da o listeyi unut! demiş.
Köylü şaşkın bir şekilde:
– Ama hoca, dediğiniz gibi yaparsam, listeyi unutursam ne olur?
Bektaşi göz kırparak:
– O zaman bir tek şey hatırlarsın: Ne alman gerektiğini hatırlamamak! Bunu unutma, demiş.
Köylü, biraz düşünerek:
– Hoca, bunu gerçekten anlamadım ama herhalde, yani… neyse, deneyeceğim. Söz verdiğiniz gibi, benim gibi her sorunun çözümüne ulaşabileceğiz!
Bektaşi gülerek:
– Evet, bazen basit çözüm olmalı.