At ile Katır Masalı

Bir zamanlar, uzak bir köyün yakınlarında yemyeşil bir ova vardı. Bu ovada, farklı farklı hayvanlar yaşardı. Ovanın en hızlı ve en güzel hayvanlarından biri, güçlü bir at olan Çınar idi. Çınar, gürbüz vücudu, uzun bacakları ve parlak postuyla herkesin hayran olduğu bir atmış. Hızını ve zarafetini köydeki tüm hayvanlar konuşur, ona büyük bir saygı gösterirlerdi.

Bir gün, aynı ovada, bir katır olan Karam da vardı. Karam, gücünden ve azminden hiçbir zaman şüphe etmeyen, fakat biraz daha mütevazı bir hayvandı. Ne kadar çalışkan olsa da, Çınar kadar hızlı değildi. Hem de Çınar’ın göz alıcı güzelliği ve zarafetiyle karşılaştırıldığında, biraz daha sıradan görünüyordu. Karam, sabahları köydeki tarlalarda, yük taşıyan arabaları çekiyor, gün boyunca insanlara yardım ediyordu. Ama bazen, gönlünde bir isyan vardı. Çünkü o da, atlar gibi göz alıcı, hızlı ve görkemli olmayı hayal ederdi.

Bir sabah, Çınar ve Karam, köy meydanında karşılaştılar. Çınar, sabahın erken saatlerinde, sabah rüzgarını hissetmek için koşmuştu. Yalnızca tarlalarda çalışan hayvanlar değil, köydeki tüm hayvanlar sabahları meydanı izlerken, Çınar’ın hızını ve ihtişamını izlerdi. Karam ise, sabah erkenden köyün dışındaki taşları taşıyan arabaların başındaydı. İşinin ne kadar zor olduğunu biliyor, ama Çınar’ın göz alıcı koşularını izlerken içi burkuluyordu.

Bir gün, Karam, içinde bir cesaret kırıntısı bile hissederek Çınar’a yanaştı. “Çınar,” dedi, “Senin kadar hızlı olmak, güzel olmak istiyorum. Ama her zaman, sana yetişmek mümkün olmuyor. Bunu sana nasıl kanıtlarım?”

Çınar, Karam’ın bu sözlerine gülümsedi. “Senin hızın, benden farklı. Ama belki de senin anlamadığın bir şey var, Karam,” dedi. “Hız, yalnızca görünüşe dayalı bir şey değil. Güç, sabır ve kararlılık da hız kadar önemlidir. Zamanla, sen de istediğini bulacaksın.”

Karam, Çınar’ın sözlerini düşündü ama bir türlü içindeki isteği bastıramadı. “Bunu yapabilir miyim?” diye kendi kendine mırıldandı.

Ertesi gün, köyün büyük meydanında bir yarış yapılacağı duyuruldu. Yarışın ödülü, tüm köydeki hayvanların onuru ve sevinci olacak, ayrıca kazananın ismi büyük bir taşın üzerine kazınacaktı. Çınar, bu yarışa katılmak için sabırsızlanıyordu. Tüm köyün gözleri onun üstünde olacaktı. Ama Karam, yarışı kazanıp kazanamayacağını düşünmeden önce, bir fırsat olarak görmeye karar verdi.

Karam, sabah erkenden çalışmaya başladı. Yük taşıma işlerini hızla bitirdi, ama asıl amacına odaklanmıştı: Çınar’a karşı koymak. İçinde bir cesaret, bir hırs vardı. “Eğer ben de hızlanabilirsem, bu yarışta başarılı olabilirim,” dedi. O gün, sabah ve akşam çalışarak, hızını ve gücünü geliştirmeye başladı. Yavaşça, kendi potansiyelini keşfetti.

Yarış günü geldiğinde, tüm köy meydanı kalabalıktı. Çınar, boylu poslu, parlak postuyla herkesin gözü önündeydi. Ama Karam da oradaydı, biraz daha az görkemli, ama gözlerinde kararlılık vardı.

Yarış başladı! Çınar, ilk adımlarda hızla ilerledi, tıpkı hep yaptığı gibi. Herkes Çınar’ın önde olduğunu görünce, Karam’ın arkasında kaldığını düşündü. Ama Karam, kendi hızını bulmuş, sabırla ilerliyordu. Çınar, başta üstün göründü, ama biraz yorgunluk hissetmeye başladı. Çınar’ın her adımı, büyük gücünü ve hızını gösteriyor olsa da, hızını sürdürememeye başladı. Karam ise, yavaş ama düzenli adımlarla ilerliyor, yorulmadan yoluna devam ediyordu.

Sonunda, Çınar yavaşlayıp geri çekilmeye başladı. Karam ise sabırla ilerledi ve sonunda hedefe ilk ulaşan o oldu. Karam, Çınar’ı geçip yarışı kazandığında, tüm hayvanlar büyük bir şaşkınlıkla alkışladılar. Karam, sabırla ve kararlılıkla kazandı. Çınar, başlangıçta biraz hayal kırıklığına uğramış olsa da, Karam’ın zaferini içtenlikle kutladı.

“Bak, Karam,” dedi Çınar, “Bazen hız değil, azim ve sabır daha önemli. Senin bu kararlılığın, bana da bir şey öğretti. Güçlü olmak tek başına yeterli değildir, her zaman sabırlı olmak ve doğru zamanlamayı yapmak gerekir.”

Karam, gülümseyerek, “Hız sadece dışarıdan bakıldığında önemli gibi görünür. Ama içindeki azim ve güç, her şeyden daha kıymetli. Bugün kazandım, ama bir şey öğrendim: Güçlü olmak, kararlılıkla gelir,” dedi.

O günden sonra, Karam ve Çınar çok iyi dost oldular. Karam, artık sadece azimle değil, gücüyle de tanınan bir hayvandı. Çınar ise, hızının da ötesinde, sabrın ve kararlılığın gerçek gücünü öğrenmişti.

Son.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top