Bir gün ormanda kurt ile maymun karşılaşmışlar. Kurdun karnı da çok açmış. O kadar açmış ki maymunu hemen oracıkta yemek istemiş. Maymun ise kurda demiş ki bak kardeş benim bebeklerim var. Beni yeme. Ben zeki bir maymunum, sana olmayan şeyleri bile varmış gibi gösterebilirim demiş. Kurt ise bunu nasıl yapacağını sormuş. Maymun ona demiş ki ”bak orada duran ağacı görüyor musun o aslında ağaç değil sadece tahta” demiş. Kurt ise gülerek ona ”saçmalama, o bir ağaç görmüyor musun?” demiş. Maymun ise kurda dönüp bakarak, istersen gidip beraber aslana soralım demiş. Ormanlar kral aslana varmışlar. Önce maymun sormuş:
- Sayın kralım. Ben şu karşıdaki duran ağacın, aslında bir ağaç olmadığını ve onun bir tahta olduğunu söylüyorum. Fakat kurt bana inanmıyor. Gördüğün üzere o bir ağaç diyor. Ben mi haklıyım. Yoksa kurt mu bunu söyler misiniz? diyor.
Aslan ise evet o bir tahta belli diyor. Bunun üzerine kurt çok sinirleniyor ve aslana kızıyor. Yahu sayın kralım. Belli ki orada duran bir ağaç. Neden tahta diyorsun? Aslan ise ikisini de dinledikten sonra kurda ceza veriyor, maymunu ise cezalandırmıyor. Kurt bu sefer daha da sinirlenerek:
- Sayın kralım! Siz de biliyorsunuz ki o bir ağaç. Neden bunu göre göre maymuna hak verip, bana ceza veriyorsunuz?
Aslan ise tüm heybeti ile kurda dönüp şöyle demiş:
- ”Onun aslında bir ağaç olduğunu ben de biliyorum. Fakat burada benim kızdığım şey sana bir maymuna uyup maymunluk yapmandır. Gördüğün halde bir ağacı, gelip bana sormandır. Maymun seni kandırmış. Sen de böyle basit bir şey için gelip bana sorunca, senin buraya kadar gelip de böyle bir şeyi sormana kızdım. Sen maymundan daha çok maymunluk ettin. O yüzden de akıllanman için ceza verdim” demiş.