Bir Darbede Nurettin’den

Nurettin, hayatının en büyük hatasını, bir darbede yapacağını hiç bilmemişti. Gecenin yarısında, başını yastığa koyduğu o an, rüyasında bile görmediği bir dünyaya adım atacaktı. Saatler ilerledikçe, karanlık, şehri kuşatmış ve etrafındaki her şeyin adeta yeniden şekilleneceğini hissettiriyordu.

Çocukken babası ona hep “Hayat bir darbeye benzer,” derdi. “Bazen hiç beklemediğin bir anda seni savurur, ama önemli olan düşerken ne kadar güçlü olabileceğindir.” Nurettin, o zamanlar babasının sözlerini yalnızca bir öğüt olarak alır, bu tür şeyleri hayatın gerçekleriyle bağdaştırmakta zorluk çekerdi. Fakat o gece, o darbede, tüm öğrendikleri bir anda anlam kazandı.

Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan Nurettin, bir gariplik sezinledi. Etrafında alışık olduğu şehir sesleri yoktu. Bir tedirginlik hissetti. Kapısını açtığında, apartman merdivenlerinde tek bir ayak sesi bile duymuyordu. Hızla dışarı fırladı. Sokaklar, sanki bir zamanlar var olmuş gibi boş ve terkedilmişti. Birkaç dakika içinde, kulaklarını sağır eden bir patlama sesi duydu. Kalbi yerinden fırlayacak gibi oldu, ancak hızla iradesini toplayarak sokakta ilerlemeye başladı.

O an, Nurettin’in aklına babasının sözleri geldi: “Hayat bir darbeye benzer.”

İleri doğru adım attıkça, şehirdeki atmosferin değiştiğini fark etti. Her şey çok hızlı bir şekilde dönüşüme uğruyor gibiydi. İnsanlar, sanki hiçbir şey olmamış gibi normal yaşamlarına devam etmeye çalışıyorlardı. Fakat Nurettin, olayların ne kadar ağırlaştığını, ne kadar derinleştiğini hissediyordu. Gözlerinde bir hüzün vardı; zira yalnızca fiziksel değil, ruhsal bir darbe de almış gibiydi.

İlk kez o sabah, her şeyin ne kadar kırılgan olduğunu ve bir anda yıkılabileceğini tam anlamıyla kavradı. Nurettin’in içsel dünyasında, bir devrim başlamıştı. Bu, yalnızca toplumda yaşanan bir değişim değildi; onun kendisinde de derin bir dönüşüm başlıyordu.

Saatler geçtikçe, öğleye yaklaşıyordu. Şehri her adımda daha yakından izledi. İnsanlar garip bir şekilde birbirlerine yabancılaşmıştı. Herkesin korku dolu gözleri, kalabalık içinde yalnızlaşmıştı. Ama Nurettin, bir şeyin farkına varmıştı: Bu kalabalık, en çok onu yalnızlaştırıyordu.

Bir darbeyle her şeyin değiştiğini fark etti. Yaşamı, en başından itibaren yeniden kurma kararı almıştı. Ama bu, basit bir karar değildi. Geçmişin gölgelerinden sıyrılmak, yalnızca bir başlangıçtı. Bugün, belki de o darbeyi yemişti; ama o darbeyi aldıktan sonra yeniden doğmaya karar veren, yeniden güçlü bir şekilde durmaya karar veren bir adam olacaktı.

Bir darbede Nurettin, gerçekte kim olduğunu, nerede durması gerektiğini bulmuştu. O an, hayatının bir noktasında, geçmişi ve geleceği bir arada yaşayarak, kendi içindeki gücü keşfetti.

Gün batarken, şehirdeki huzursuzluk yavaşça dinmeye başladı. Nurettin, gözlerinde bir değişimle, hayatının en önemli yolculuğuna çıkmaya hazırlanıyordu. Artık bir darbede, sadece çevresindeki dünya değil, kendi ruhu da yeniden şekillenmişti.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir