Bir gün Nasrettin Hoca, köy meydanında bir grup insanla sohbet ediyormuş. Herkes bir konuda konuşuyor, bir yandan da gülüp eğleniyorlarmış. Birden Hoca’nın aklına bir fikir gelmiş. Yavaşça kalabalıktan uzaklaşıp, bir süre sonra tekrar ortaya çıkmış ama bu defa çok değişik bir şekilde gelmiş. Üzerinde pırıl pırıl yeni elbiseler, başında şık bir şapka, elinde ise bir asa varmış.
İnsanlar Hoca’yı fark edince çok şaşırmış. Birisi:
– Hoca, ne oldu sana? Bugüne kadar hiç böyle giyinmemiştin! demiş.
Hoca, oldukça kendine güvenerek, gururlu bir şekilde:
– Evet, bu bir değişim zamanı. Artık ben de büyük bir adam oldum. Bugünden sonra herkesin bana saygı duymasını bekliyorum, demiş.
Bunu duyan köylüler arasında bir gülüşme başlamış. Hoca biraz daha ileri gidip şöyle devam etmiş:
– İşte artık büyük bir adam olduğuma göre, bütün köyün en önemli meseleleriyle ilgilenebilirim. Hatta bundan sonra köyün işlerini ben yönetirim!
Bir köylü, biraz alaycı bir şekilde:
– Hoca, bu kadar büyük bir adam olacağın ne zaman belli oldu? Yani, bu kadar değişimin ardında ne var? demiş.
Hoca gururla:
– Her şey bir anda olmadı. Birkaç hafta önce bir büyük bilge ile tanıştım. O bana, “Kendine güven, insanların seni nasıl gördüğü değil, senin kendini nasıl gördüğün önemli” dedi. O günden sonra ben de kendimi büyük bir adam gibi hissetmeye başladım. Ve işte, bugün sonunda bu değişimi gerçekleştirdim!
Köylüler yine birbirine bakıp gülümsemişler. Bir tanesi, Hoca’nın söylediklerini anlamış gibi:
– Peki Hoca, şimdi büyük bir adam olarak köyün işlerini nasıl yöneteceksin? demiş.
Nasrettin Hoca, çok ciddi bir şekilde:
– Şimdi her şeyin bir planı var! Eğer köyde bir sorun olursa, ben hemen müdahale ederim. Mesela, tarlada ürünlerin büyümemesi gibi bir sorun olursa, ben hemen çözüm öneririm. Ya da köyün güvenliği için tedbirler alırım. Bu tür işler için ben tam donanımlıyım.
Bir köylü, biraz şaşkın:
– Peki Hoca, sen daha önce bu işleri nasıl çözdün? demiş.
Hoca bir an duraklayıp, eski haline dönerek:
– Eskiden çözümlerim çok basitti… Bu kadar “büyük” olmadan önce, her sorunun çözümünü şunlarla buluyordum: biraz akıl, biraz şans ve biraz da Nasrettin Hoca’nın doğuştan sahip olduğu yetenekler. Ama şimdi, “büyük adam” oldum ya, artık her şeyi çok daha ciddi ve sistematik şekilde halledeceğim!
Köylüler, Hoca’nın yeni halini bir süre daha gözden geçirip, gülümseyerek birbirlerine bakmışlar. Hoca, sonunda kalabalığı terk etmeye başlamış, ama bir köylü arkasından bağırmış:
– Hoca, bir soru sorabilir miyim?
Hoca, dönüp gülerek:
– Tabii, her soruya cevabım var, buyur!
Köylü:
– Peki, büyük adam olduktan sonra o pırıl pırıl yeni elbiselerinle çalışacak mısın, yoksa sadece başkalarına akıl mı vereceksin?
Hoca, bir an düşündükten sonra:
– Ahh… Çalışmak mı? Bunu düşünmedim! O zaman başkalarına akıl vermekle yetineyim, demiş ve gülerek uzaklaşmış.