Robinson Crusoe (1719), Daniel Defoe tarafından yazılan, İngiliz edebiyatının en önemli ve erken örneklerinden biri olan bir macera romanıdır. Kitap, bir adamın hayatta kalma mücadelesini ve yalnızlıkla başa çıkma çabalarını anlatan bir hikâye olup, aynı zamanda bireysel özgürlük, çalışkanlık, toplumsal düzen ve insan doğası üzerine derin düşüncelere sahiptir.
Kitabın Konusu:
Robinson Crusoe, İngiltere’de doğmuş ve genç yaşlarda denizci olma hayalleri kurmuş bir adamın hikayesini anlatır. Adı Robinson Crusoe olan ana karakter, ailesinin ve toplumunun beklentilerine rağmen denize açılmak ve dünyayı keşfetmek ister. Ailesi onu hukuk öğrenmeye yönlendirse de, Crusoe’un asıl arzusu, denizcilik yapmak ve yeni yerler keşfetmektir.
Bir gün, Crusoe, başta ailesinin uyarılarını dinlemeyerek, bir gemiyle yola çıkar. Ancak, deniz yolculuğu sırasında gemisi bir fırtınaya kapılır ve Crusoe, gemisinden kurtularak yalnız başına ıssız bir adaya düşer. Kitap, Crusoe’un bu adadaki uzun yıllar süren yalnızlık ve hayatta kalma mücadelesini anlatır.
Robinson Crusoe’un Yalnızlık ve Hayatta Kalma Mücadelesi:
Robinson Crusoe, ıssız adada yalnız başına kalır ve hayatta kalmak için gerekli tüm becerileri geliştirmeye başlar. İlk başlarda, adada neler yapması gerektiğini bilmez ve çaresizlik içinde kalır. Ancak, kısa bir süre sonra, çeşitli hayatta kalma becerileri geliştirir: Balık tutar, yiyecek temin eder, barınak inşa eder ve el yapımı aletler üretir. Bu süreçte, adada yalnız kalmak, ona hayatta kalma konusunda büyük bir dayanıklılık ve pratik zeka kazandırır.
Crusoe, zamanla yalnızlıkla baş etmeyi öğrenir, ancak yine de bir insan olarak toplumsal ilişkilerin eksikliğini hisseder. Onun yalnızlıkla başa çıkma süreci, kitap boyunca sıkça işlenen ana temalardan biridir. Bu süreçte, yavaş yavaş adanın doğasını keşfeder ve her şeyden önce, hayatta kalmak için doğru adımlar atmayı öğrenir.
Friday’in Görülmesi ve Dostluk:
Bir süre sonra, Crusoe yalnızlığına dayanamaz ve bir gün, adaya bir yerliyi, Friday’i (Cuma) kurtarır. Friday, adada Crusoe ile birlikte yaşamaya başlar ve ikisi arasında güçlü bir dostluk gelişir. Friday’in gelişinin, Crusoe’un yalnızlıkla başa çıkmasında önemli bir rol oynadığı söylenebilir.
Friday, Crusoe’un toplumsal normlara, ahlaka ve dini inançlara dair fikirlerini tartışacağı bir arkadaşa dönüşür. Crusoe, Friday’i Hristiyanlığa kabul eder ve ona Avrupalıların değerlerini öğretir. Friday, bir anlamda Crusoe’un yalnızlıkla olan savaşını sonlandırır ve ona sosyal ilişki kurma şansı tanır. Ayrıca, Friday’in karakteri, kitapta Batılılar’ın “ilkel” toplumlarla olan ilişkisini eleştiren bir temaya da hizmet eder.
Geri Dönüş ve Toplumsal Düzenin Kurulması:
Kitap boyunca, Crusoe yalnızlıkla mücadele ederken, zamanla adada bir düzen kurar. Burası bir tür küçük toplum haline gelir. Crusoe, adadaki her şeyi kendisi inşa eder; evler, bahçeler, araçlar, yiyecek ve içecekleri organize eder. Geriye dönüp baktığında, adada geçirdiği yıllar boyunca, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda manevi bir dönüşüm de yaşadığını fark eder.
Bir gün, başka bir gemi adaya gelir. Crusoe ve Friday, bu geminin mürettebatıyla karşılaşır ve sonunda adadan kurtulma fırsatını elde ederler. Crusoe, 28 yıl süren bu ıssız ada macerasının ardından, bir gemiye binerek İngiltere’ye geri döner.
Temalar:
- Bireysel Bağımsızlık ve Özgürlük: Robinson Crusoe, bireysel özgürlük ve bağımsızlık temalarını işler. Crusoe’un adadaki yalnızlığı, ona bağımsızlık ve kendi kaderini kontrol etme imkânı tanır. Kitap, bir insanın kendi becerileriyle dünyaya karşı nasıl ayakta durabileceğini ve zorlayıcı koşullar altında bile kendini nasıl yeniden inşa edebileceğini keşfeder.
- Toplumsal Düzen ve İnsanın Doğası: Crusoe, adadaki yalnızlığında, insanın doğasına ve toplumdaki rolüne dair derin düşünceler geliştirmeye başlar. Ona göre, insanlar yalnızken bile, düzen kurma ve medeniyetin değerlerini yaşama arzusuyla hareket ederler. Crusoe’un kendi yalnızlık süreci, onun toplum ve medeniyet anlayışını şekillendirir.
- Hayatta Kalma ve Çalışkanlık: Roman, hayatta kalma mücadelesi ve insanın doğaya karşı verdiği mücadeleyi işler. Crusoe, kendi hayatta kalma becerilerini geliştirmek için büyük bir azim gösterir. Bununla birlikte, çalışkanlık, azim ve disiplinin başarıya giden yolda ne kadar önemli olduğu da vurgulanır.
- Din ve Hristiyanlık: Kitap, dini inançların ve Hristiyanlık öğretilerinin Crusoe’un yaşamında nasıl şekil verdiğini anlatır. Crusoe, adada yalnız kaldığı zaman, Tanrı’ya daha yakın hisseder ve hayatını yeniden şekillendirirken, dini bir kurtuluş yolu arar.
- Sömürgecilik ve Batılılık: Crusoe’un Friday’i kurtarması ve ona Batılı değerleri öğretmesi, Batılıların sömürgecilik anlayışını ve “ilkel” halklara üstten bakışını yansıtır. Kitap, Batı’nın kültürel üstünlüğünü savunurken, bu üstünlük anlayışını sorgulayan bir alt metin sunar.
Sonuç:
Robinson Crusoe, bireysel hayatta kalma mücadelesi ile insan doğasına dair derin bir keşif sunar. Crusoe’un adadaki yalnızlığı, onu fiziksel ve manevi olarak dönüştürür. Hayatta kalmanın ötesinde, toplumdan ve medeniyetten ne kadar bağımsız olunabilirse, bir insanın kendi iç dünyasında ne kadar derinleşebileceğini de gösterir. Roman, yalnızlığın insan ruhu üzerindeki etkilerini ve bir insanın kendi kendine yetebilme kapasitesini anlatan evrensel bir hikâyedir.