Bir zamanlar uzak bir köyde, Zeynep adında yoksul bir kız yaşarmış. Her gün sabahları, tarlada çalışarak ailesinin geçimini sağlamaya çalışırmış. Zeynep’in en büyük hayali, bir gün masallarındaki gibi mutlu bir yaşam sürmekti. Ancak ne zaman bir dilek dileyip gökyüzüne baksalar, Zeynep’in tek dileği hep aynı olurmuş: “Bir gün hayatımda bir mucize olsun.”
Bir sabah, Zeynep tarlada çalışırken, gökyüzünde tuhaf bir parlama görmüş. Gözlerine inanamayan Zeynep, parlamanın kaynağını görmek için hemen yerinden kalkmış. O sırada bir kuş, büyük bir gürültüyle yere düşmüş. Kuşun tüyleri, tüm renkleri içinde barındırıyormuş. Hem yeşil, hem mavi, hem de altın sarısı bir renkteydi. Zeynep, kuşu kucaklayıp nazikçe elinde tutmuş.
Kuş uyanıp, Zeynep’in gözlerine bakarak konuşmuş: “Beni kurtardığın için sana bir dilek verebilirim. Ne istersen, dileğini yerine getireceğim.”
Zeynep şaşkınlık içinde, “Gerçekten mi? O zaman en büyük dileğim, aileme bolca para ve rahat bir hayat sunmak,” demiş.
Kuş gülümsedi ve tüylerinden bir tanesini koparıp Zeynep’in avucuna bırakmış. “Bu tüy, dileğini yerine getirecek. Ancak unutma, gerçek mutluluk, para ve zenginlikte değil, kalbinde ve sevdiklerinde saklıdır,” demiş.
Zeynep tüyü evine götürmüş. O günden sonra, tüyü kullanarak, ailesinin hayatını daha kolay hale getirmiş. Ancak, zamanla Zeynep, gerçek mutluluğun zenginlikten değil, birlikte geçirilen zaman ve sevgiden geldiğini anlamış.
Ve böylece Zeynep, hem ailesiyle hem de köydeki herkesle paylaşarak, sevgi ve dostlukla mutlu bir yaşam sürmüş.
Masal bu ya, mutluluk, kalpten kalbe gider.