Drakula, Bram Stoker’ın 1897 yılında yayımlanan ve gotik edebiyatın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen bir korku romanıdır. Hikaye, bir dizi mektup, gazete makalesi, günce kaydı ve diğer belgeler aracılığıyla anlatılmaktadır. Bu anlatım biçimi, okuyucuya olayları farklı bakış açılarından görme fırsatı verir ve hikayenin gerilimli atmosferini pekiştirir.
Ana Karakterler:
- Kont Drakula: Romandaki ana kötü karakterdir. Transilvanya’da bir kalede yaşayan eski bir soyludur. Gerçek kimliği, bir vampir olarak yaşamaktadır. İnsan kanı içerek ölümsüzlük kazanmış ve doğaüstü güçlere sahip olmuştur.
- Jonathan Harker: Bir İngiliz avukatı, Drakula’nın Transilvanya’daki kalede iş yapması için gönderilen kişidir. Drakula’nın gerçek doğasıyla tanıştıkça, hayatta kalma mücadelesi verir.
- Mina Harker (née Murray): Jonathan Harker’ın nişanlısı ve sonra karısıdır. Drakula’nın hedeflerinden biri olur ve vampirlerin etkisi altına girmesiyle hikayede önemli bir figür haline gelir.
- Lucy Westenra: Mina’nın en yakın arkadaşıdır. Drakula’nın kurbanı olur ve bir vampir haline gelir.
- Dr. John Seward: Lucy’nin doktoru, aynı zamanda Mina’nın kocasının en yakın arkadaşıdır. Lucy’nin tuhaf hastalığını ve dönüşümünü araştırırken, vampirler hakkında bilgi edinir.
- Van Helsing: Hollandalı bir doktor ve bilim insanıdır. Vampirler hakkında geniş bir bilgiye sahiptir ve Lucy’nin dönüşümünü durdurabilmek için çabalar. Hikayenin en önemli kahramanlarından biridir.
Hikayenin Özeti:
Başlangıç:
Hikaye, Jonathan Harker’ın Transilvanya’ya yaptığı bir yolculukla başlar. Harker, Londra’da bir avukat olarak çalışırken, Kont Drakula’nın, İngiltere’ye taşınmak için bir ev satın almasına yardımcı olmak üzere çağrılmıştır. Harker, Drakula’nın kalesine gider ve burada, Kont’un korkutucu davranışlarıyla karşılaşır. Drakula, Harker’ı kalede hapseder ve Harker, Kont’un insan değil, bir vampir olduğunu fark eder.
Drakula’nın Londra’ya Gelmesi:
Drakula, Harker’ı esir tutarken, İngiltere’de Mina ve Lucy’nin hayatı devam etmektedir. Lucy, bir gün ciddi şekilde hasta olur ve çeşitli doktorlar onun hastalığını teşhis edemez. Dr. Seward ve Van Helsing, Lucy’nin tuhaf hastalığını araştırmak için birleşirler ve nihayetinde vampir olduğunu fark ederler. Ancak Lucy, Drakula’nın etkisi altında tamamen vampirleşir.
Mina’nın Drakula ile Bağlantısı:
Mina, Jonathan’ın kaybolduğunu öğrenir ve onu bulmak için Çek Cumhuriyeti’ne gitmeye karar verir. Jonathan, Drakula’dan kaçmayı başarır ve Mina ile yeniden birleşir. Ancak, Drakula Mina’ya da yaklaşır. Mina, Drakula’nın kanını içtikten sonra vampirleşmeye başlar, ancak hala bir insandır ve kurtarılma umudu vardır.
Vampirlerle Mücadele:
Van Helsing, Drakula’nın etkisini yok etmek için bir plan yapar. Lucy’nin ölümsüzlüğünü sonlandırmak için, onun kalbini delip, başını keserler. Ardından, Drakula’yı öldürmek için bir araya gelirler. Kont Drakula, bir gece Mina’nın kanını almak için bir kez daha gelir, ancak ona müdahale edilir.
Final:
Drakula’nın Londra’dan kaçtığına inanılır. Mina ve Jonathan, sonunda Drakula’yı Transilvanya’ya geri gönderir ve burada, Drakula’nın kalbine zarar vererek onu öldürürler. Mina, Drakula’nın etkisinden kurtulur, ancak onun vampir olduğu bir dönemden kalan izler kalır.
Hikaye, Mina ve Jonathan’ın birlikte huzurlu bir hayat sürmeye başladıkları bir sona ulaşır.
Temalar ve Anlam:
Drakula, dönemin kültürel ve toplumsal korkularını yansıtan bir eserdir. Romanın ana temalarından bazıları şunlardır:
- Vampir mitolojisi ve ölümsüzlük: Drakula, ölümsüzlük arayışındaki bir varlık olarak, insanların ölüm korkusunu ve yaşamın geçiciliğini simgeler.
- Doğaüstü güçler ve bilim: Drakula’nın varlığı, bilim ve akılcılıkla açıklanamayan doğaüstü güçlere karşı insanın çaresizliğini yansıtır.
- Cinsellik ve yabancılaşma: Drakula’nın vampirleşme süreci, cinsellik, çekicilik ve aynı zamanda tehlike arasındaki gerilimi simgeler. Drakula’nın etkisi altındaki kadınlar, bir tür “zehirli çekicilik” ile temsil edilir.
- İyi ve kötü arasındaki sınırlar: Drakula, kötülüğün somutlaştırılmış bir şekli olarak görülürken, iyi karakterler de insanlığın değerlerini savunur ve kötülüğe karşı savaşırlar.
Drakula, hem gotik korku türünün en büyük örneklerinden biri hem de popüler kültürün şekillenmesinde önemli bir yapı taşı olmuştur. Eser, sadece bir korku hikayesi olmanın ötesinde, dönemin korkularını, toplumsal normları ve insan doğasını derinlemesine inceleyen bir yapıttır.