Mezarımdan Yazıyorum Özeti

“Mezarımdan Yazıyorum” (“Memórias Póstumas de Brás Cubas”) , Machado de Assis‘in en önemli eserlerinden biri olup, 1881 yılında yayımlanmıştır. Brezilya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olan Machado de Assis, bu eserinde derin toplumsal eleştiriler ve felsefi düşünceler sunar. Roman, realizm akımının etkisiyle yazılmış olup, bireysel ve toplumsal hayatın farklı yönlerini inceleyen, ironik ve mizahi bir dille yazılmıştır. Bu eser, aynı zamanda modern Brezilya edebiyatının temellerini atan önemli bir yapıt olarak kabul edilir.

Konusu:

“Mezarımdan Yazıyorum”, Brás Cubas adlı bir karakterin ölümünden sonra, mezarından yazmaya başlamasıyla açılır. Brás Cubas, hikâyenin anlatıcısıdır ve hayatı boyunca çok büyük bir başarıya ulaşmamış, sıradan bir insan olarak yaşamını sürdürmüştür. Ancak ölümünden sonra, bir hayalet gibi, geçmişine dair anılarını, toplumsal eleştirilerini ve kişisel gözlemlerini yazmaya karar verir.

Anlatıcı olan Brás Cubas, ölü bir kişi olarak dünyadaki yaşamına dair eleştiriler yaparken, toplumsal yapıları, bireylerin ve kurumların yetersizliklerini mizahi bir dille ve derin bir ironiyle sorgular. Roman, kişisel hırslar, toplumsal sınıflar, aşk, ölüm ve varoluşsal anlam gibi evrensel temaları işler.

Eserin yapısı, geleneksel roman anlatımını bozar. Brás Cubas‘ın anlatıcılığı, klasik hikâye anlatımından farklıdır; bölümler arasında geçişler bazen ani ve bağlantısızdır, bazen de kısa paragraflar ve bölümler halinde verilen, okuyucuya sürekli yenilik ve sürpriz sunan bir yapıdadır.

Ana Karakterler:

  • Brás Cubas: Romanın ana karakteri ve anlatıcısıdır. Brezilya’nın üst sınıfından olan Cubas, zengin bir ailenin çocuğudur, ancak hayatı boyunca hiçbir önemli başarıya imza atamamıştır. Ölümünden sonra, geçmişini anlatmaya karar verir. Brás Cubas, özgürce düşündüğü, her konuda eleştirel bir bakış açısı geliştirdiği bir karakterdir.
  • Virgília: Brás Cubas’ın hayatında önemli bir yeri olan kadın karakterdir. Aşk ve ilişkiler konusunda Cubas’la karmaşık bir bağ kurar. Onunla olan ilişkisi, toplumsal ve bireysel ahlaki değerler ile ilgili derin bir sorgulama sunar.
  • Eulália: Brás Cubas’ın ilk gençlik aşkıdır. Onunla yaşadığı ilişki, aşkın ve hırsın karşılaştığı ikilemleri ve toplumsal sınıf farklarının etkilerini yansıtır.
  • Quincas Borba: Brás Cubas’ın arkadaşı ve filozofudur. Bu karakterin felsefi görüşleri, varoluş, insanlık ve toplum hakkında düşündürücü bakış açıları sunar. Quincas Borba’nın görüşleri, “Humanitas” adlı filozofik anlayışa dayanır ve roman boyunca sıkça tartışılır.

Temalar ve Motifler:

  1. Toplumsal Eleştiri ve İroni:
    • Machado de Assis, romanda Brezilya toplumunun ikiyüzlülüğünü, zengin sınıfın sahte değerlerini ve bireysel hırsları mizahi bir dille eleştirir. Brás Cubas, toplumun üst sınıfını ve onların bozuk değerlerini gözler önüne sererken, toplumun da aslında bir doğa kanunu gibi, her şeyin geçici olduğu gerçeğini kabul etmek zorunda olduğunu belirtir. Ölüm, Cubas’ın hayatının da geçici olduğunu bir biçimde hatırlatır.
  2. Varoluşsal Sorgulamalar:
    • Eser, varoluşsal bir sorgulama üzerine kurulur. Brás Cubas, ölümünden sonra yaşadığı hayatı değerlendirir ve insanların yaşamlarını anlamlandırma çabalarını ironi ve mizah yoluyla ele alır. Yaşamın geçici, absürd ve belirsiz doğasını kabul eder. İnsanların hırsları, yaşam amacını aramaları ve sürekli gerçek anlam peşinde koşmaları Proust gibi sonraki yazarlara da ilham vermiştir.
  3. Aşk ve İlişkiler:
    • Brás Cubas‘ın aşk hayatı, hem kişisel hırsların hem de toplumsal sınıf farklarının etkisini gösterir. Virgília ve Eulália ile olan ilişkileri, aşkın toplumsal statüye nasıl bağlı olduğunu ve bireylerin bu ilişkileri nasıl manipüle ettiğini gözler önüne serer.
  4. Ölüm:
    • Ölüm, eserde sıkça işlenen bir temadır. Brás Cubas, ölümünden sonra geçmişini anlatırken ölümün, insan hayatı üzerinde nasıl bir final olduğunu ve geride bırakılan her şeyin aslında ne kadar geçici olduğunu sorgular.
  5. Felsefi ve Düşünsel Yaklaşımlar:
    • Brás Cubas’ın anlatısındaki felsefi derinlik, onun ölümün ardından kendisini ve hayatını tekrar gözden geçirmesine olanak sağlar. Bu, sadece bireysel bir varoluşsal sorgulama değil, aynı zamanda tüm toplumun yaşadığı hayattan nasıl sonuçlar çıkarılabileceğine dair bir incelemedir.
  6. Hırs, Başarı ve Boşuna Çaba:
    • Brás Cubas, toplumda başarıyı ve hırsı yüceltirken, aslında bu değerlerin çoğu zaman anlamdan yoksun olduğunu fark eder. Başarıya ulaşmak için yapılan her şeyin sonunda hiçbir şey bırakmadığını, varoluşun boşluğunda kaybolduğunu gözlemler.

Romanın Yapısı ve Anlatım Tarzı:

  • “Mezarımdan Yazıyorum” romanda geleneksel bir anlatım tarzının dışına çıkılır. Brás Cubas, bir ölü olarak anlatıcıdır ve anlatısına bölümlerdeki geçişlerle devam eder, bazen de bir bölümdeki olaylar bağlantısız şekilde bir sonrakine geçer. Bu da romana çağdaş bir hava katar.
  • Kısa bölümler, ironi ve absürd anlatım, romandaki anlatıcıya ve tüm yapıya bir modernizm etkisi kazandırır. Machado de Assis, bu yapıyla, insan hayatının karmaşıklığını ve absürdlüğünü gösterir.

Sonuç:

“Mezarımdan Yazıyorum”, Machado de Assis‘in derin toplumsal eleştiriler ve felsefi sorgulamalarla şekillendirdiği, çağdaş edebiyatın temellerini atan bir başyapıttır. Brezilya toplumunun üst sınıflarına yönelik eleştiriler, varoluşsal meseleler ve ölüm üzerine derinlemesine bir inceleme, eserin evrensel temalarla harmanlanmasını sağlar. Ironik bir dil ve mizahi öğeler ile yazılmış olan bu roman, sadece Brezilya için değil, dünya edebiyatı açısından da son derece önemli bir yere sahiptir.

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top