Öyle bir kapının eşiğindeydim ki girsem suç, dönsem ayazdı.
Olmam gereken yerden çok uzakta gibiydim,
Bu yüzden ne kötüyüm ne de iyiyim.
Belki de yoruldum, bilmiyorum.
Öyle karışık,
Öyle yabancıyım ki artık ona,
Bu aralar kendime bile gelemiyorum.
Uzun uzun yürüyüşler yapıp, onu düşündüğüm sokakların tam ortasında,
İçi hıncahınç dolu, ketum bir insanın YALAN düşleri,
Sana sentetik mutluluklar yaşatıyorsa, ONDAN VAZGEÇ!
Sabır, biraz da zaman; bilirim ki güçten ve öfkeden daha yaman
Bir günde olmaz belki ama bir gün mutlaka daha iyisi olur.
SABRET!
Başladın mı sabretmeye?
Yüreğine dön o vakitlerde.
Bendim gönül dergahımda konuştuğum,
Sessizliğimde ise kendimle bir uzlaşma arayışında olan.
Çünkü herkes ama herkes yanıltabilir seni,
Otur derinine soluklan,
Vazgeçme,
Sakın kendin olmaktan vazgeçme!
Her yüreğin sesi var bu dünyada, başka bir yürekte tınlayan.
Duy onu!
Çünkü onu duyduğun gün; anlamlanacaksın,
Artacaksın,
Çoğalacaksın.
UNUTMA!
Hadi çık git; koş ona dediysem de çıkmazlardayım.
Ben benden ötede bir yerlerde, artık duymazlardayım.
Haliyle benim için öldü heyhat!
Bilsin ki ölü gömücülüğü de benim işim,
BEN ONUN GİBİ KİMLİKSİZ, KİMLERİ GÖMDÜM!
Mahlas: ÜMÎDÎ